Namaz Kerahat Vakitleri
Kerahat vakitleri denilen güneşin doguş ve batış saatlerinde uyuyor olmak, hem gün içi vücut enerjisi hem de akıl sağlığı açısından zararlı etkilere sahip. Geceleri salgılanan melatonin hormonu günesin doğuşuyla azalıyor. Güneş doğarken uyanık olmak, bedenin gün içinde daha zinde ve enerjik olmasını sağlıyor. Güneş doğarken uykuda olmayı alzheimer hastalığının sebeplerinden biri sayan bilim çevreleri mevcut. Dr. Nusret Kaya, bu duruma farklı bir açıdan bakıyor: Hipofiz bezi Budizmde göz olarak adlandırılıyor. Doğu ekolü, gözün güneş ışığına hassas olduğundan, güneş doğarken uyanık olmanın zinde kalmak açısından öneminden bahseder. Bunlar doğacı hipotezler. Bana anlamsiz gelmiyor.
Dr. Mehmet Ibis de bu tip araştırmaların doğal yaşamayı salik veren arastırmalar olduğunu belirtip doğru olabileceğini düşünüyor: Biz doğanın bileşeniyiz. Bunu günlük rutinlerimizde de göstermeliyiz. Fakat her şeye rağmen doğacilarin savunduğu gibi teknolojiden de uzak olamayız.
ideal uyku düzeni
Ideal uyku düzeni kisiden kisiye degismekle beraber, uzmanlar en iyi uykunun gece alinabilecegi konusunda hemfikir. Prof. Dr. Nevzat Tarhan da bu görüste: Gece uyku vaktidir. Dogadaki ritme uygun olmak en iyisi. Uykunun sekiz saatten fazlasi beyin tembelligi yapiyor. 5 ila 8 saat arasi dogal. Dini arastirmalariyla taninan Ahmet sahin, uyku düzeni ile alâkali olarak Gece geç vakitte yatmamak, uykudan çalmamak gerekir. Hz. Muhammed (s.a.v), yatsidan sonra çok oturmaz, yatardi. Gece teheccüde kalkar, sabah ise muhakkak namaza uyanirdi diyor.
Bediüzzaman’dan bir uyku üçlemesi:
Uyku üç nev’idir: Günün farklı zaman dilimlerinin ruhumuz ve bedenimiz üzerinde etkileri vardır. Bunun için günün belirli vakitlerinde uyumak bazen dinlendirdiği ve verimliliği arttırdığı gibi bazı vakitler de yorgunluk, üretimi düşürdüğü modern tıbbın (tıbb-ı Nebevi 14 asır evvel tesbit etmiş.) da tesbitlerindendir. Gün içerisinde üç çeşit uyku çeşiti vardır.
Birinci uyku dilimi: Şafaktan 45 dakika sonrasına güneş doğana kadardır. “Gaylûle” diye isimlendirilen bu zaman zarfı içinde uyumamalı. Aksi halde araştırmalarında gösterdiğine göre;
* Güneş doğana kadar uyunduğunda hormonal dengeler bozulur. (Bu dakikalarda uyanık kalındığında bozulmuyor.)
* Bu zaman içerisinde uyanık kalınırsa, depresyon yaşama ihtimali daha düşük olur.
Vücud dinlenmiş, zihin uyanık olduğundan bu vakit öğrenmek için en ideal vakittir. Seherin, o ruha dokunan taze serinliğinde bütün kâinatla birlikte uyanan insan için bu vakitlerde yapılan araştırmalar, çalışmalar, ibadet şükür ve tefekkür harikulâde verimli olmaktadır. Özellikle sabahleyin tansiyon yükseldiğinden o saatlerde kalkıp abdest alarak ibadet etmek tansiyon üzerinde olumlu etki yapar.
Eğer bu dakikalar uykulu geçirilirse; Sünnete uygun olmayan bir davranıştır. Hadiste belirtildiğine göre; rızkın noksaniyetine ve bereketsizliğine sebeptir. Maddî-manevî rızık için çalışma hazırlıklarının yapılacağı en uygun serinlik vakti, uyku denen yarı ölü vaziyette geçiriliyor. Kerahat vaktindeki uykudan sonra bir rehavet (ağırlık) çöker. Bu, ise o günkü çalışmaya zarar verir.
Erken kalkan yol alır…
Adaletiyle meşhur İran hükümdarı Nûşirevân’ın oğlu Hürmüz, gençlik zamanında sabahlara kadar yer, içer, eğlenir, sabaha yakın yatardı. Hocası Büzürgmehr Hakim ise, her sabah onu gaflet uykusunda yakalar ve nasihat ederdi: “Ey saadetli Şah! Seherle kalk. Çünkü seherde kalkanlar, saadet ve şeref bulur, zafer kazanarak yardıma nail olurlar.” Hergün yapılan bu nasihatlardan rahatsız olan Hürmüz, adamlarına:
“Bre! Birkaçınız seherde kalkıp hocanın yolunu kesin, üzerindeki elbiseleri soyup alıverin!” der.
Erken kalkıp söylenenleri yaparlar. Elbisesiz Hürmüz’ün huzuruna çıkan Hoca’ya: Ey yol gösterici bilge hocam, bana her zaman ‘seherle kalkan saadet ve zafere ulaşılır, yardıma nail olur’ derdin. Hayret değil mi, erken kalktın, zillet ve musibete dûçar oldun” der.
Hoca, “Ey cihan Şâhı! Bu durum söylediklerimin ispatıdır! Soyguncular erken kalkmada beni geçmişler. Saadetli talihleri kuvvetli oldu!”
Eee boşuna dememişler “Erken kalkan yol alır.”
İkinci uyku dilimi: Güneş doğduktan sonra, öğleden 45 dakika sonraki süre içinde uyunan bir miktar uykudur. Buna “Kâylûle” denir. Tıpçıların da üstadı Hz. Peygamber (asm), bizzat kaylûle uykusunu uygulamıştır. Kaylûle uykusunun faydaları ise: “Yarım saatlik kaylûle, iki saatlik gece uykusuna bedeldir. Yani gece uykusundan 4 kat daha fazla istifadeli ve yararlıdır. Hem de gün içerisinde zindelik, ferahlık sağlar, gayretimiz artar. Ölümün küçük kardeşi olan uykudan her gün bir buçuk saati kurtarıyoruz, ömrümüze ekliyoruz. Bu yılda yaklaşık bir ay, ortalama 60 yıllık bir ömürde yaklaşık 5 yıla denk gelmektedir.
Tıbb-ı Nebevîyi modern tıp tasdik ediyor: Bugün Japonya’da, öğle uykusu kanunî bir mecburiyet haline getirilmiş. Hatta bunun için özel ikramiye verilmektedir.
Üçüncü uyku dilimi: İkindi namazından sonra, güneşin batışına kadar olan uykudur. Buna “feylûle” denir. Bu uykudan gelen sersemlikle ömür bize kısacık gibi gelir. O gün hayatın maddî ve manevî neticeleri ekseriya ikindi vaktinden sonra olduğundan, o vakti uykuyla geçirmek sonucu görmemek hükmüne geçer. Güya o günü yaşamamış gibi olur. Tansiyon akşama doğru düştüğünden ve kalp atışı yavaşladığından bu vakite durgun olmamak hareketli olmak ve oksijen almak daha faydalı ve bereketli değil midir?
*Bu arada uyku pozisyonumuz da sünnet çerçevesinde sağ omuz üzerine doğru uzanarak olmalı.
*Ayrıca uykudan önce öğrenilen bilgiler hafızaya daha çabuk yerleştiğinden hafızlar ezberlerini yatmadan önce yaparlar. Ve bu onların mânevî yönden de güzel rüyalar görmelerine yardımcı olur, ferah bir uyku hali yaşanır. Ne de olsa: “Güzel gören güzel düşünür güzel düşünen güzel rüyalar görür.” Bir uyku lâtifesi: Bediüzzaman, Ceylan Çalışka adlı talebesine: ”Kardeşim fıtri uyku 4 saattir” dediğinde, Ceylan Çalışkan, “Üstadım ben iki fıtrî yapıyorum” demiş.
(Sabah namazını kıldıktan sonra uyumayın, rızkınızı aramaya çalışın!) [Taberânî]
(Hak teâlâ rızıkları, fecr ile güneşin doğacağı vakitler arasında verir.) [Beyhekî]
Rızıkların dağılması sabah namazından sonra olur. Ma’nevî rızıkların dağılması ise ikindi namazından sonradır. Bu iki vakitte uyumamaya dikkat etmelidir! (El-Envâr)]
(Sabah uykusu rızka mânidir.) [Beyhekî]