Sabah Namazı Nasıl Kılınır ?

Sabah Namazı Nasıl Kılınır ?

Sabah Namazı Resimli Anlatımı. Sabah Namazı Hakkında Hadisler. Sabah Namazı Kılınışı Videolu Anlatımı.

SABAH-NAMAZI

Sabah Namazı; 2 Rekat Sünnet ve 2 Rekat Farz olmak üzere toplamda 4 Rekattan oluşmaktadır. Sabah namazının sünnetti Müekked * sünnettir.

Sabah Namazının 2 Rekat Sünnetinin Kılınışı


Namaz-Erkek-Kiyam
Niyet Edilir (Erkek)
Namaz-Kadin-Kiyam
Niyet Edilir (Kadın)

1. Rekatın Kılınışı

Abdest alınıp, ayakta olarak kıbleye dönülür. Ayakların arası dört parmak açıklıkta olur.

Kadınlar, vücûdun şekli belli olmayacak şekilde, tepeden tırnağa kadar örtünür. Yalnız eller ve yüz açık kalır.

Ellerini kol ağzından dışarı çıkarmaz. Namazda, kadınlar için en iyi örtülü olmanın en kolay şekli, ellerini de örtecek geniş bir başörtüsü ve ayaklarını da örtecek, geniş ve uzun bir etektir.

Önce “Niyet ettim Allah rızası için sabah namazının sünnetini kılmaya“ diyerek niyet edilir.

.

.


Namaz-Erkek-Tekbir
Tekbir Getirilir (Erkek)
Namaz-Kadin-Tekbir
Tekbir Getirilir (Kadın)

Tekbir Alınır

Allahü Ekber diyerek iftitâh tekbîri alınır.

Erkekler tekbîr alırken; ellerin içi kıbleye karşı ve parmak araları normal açıklıkta bulunur. Başparmaklar kulak yumuşağına değdirilerek eller yukarıya kaldırılır.

Kadınlar tekbîr alırken; ellerinin içi kıbleye karşı, parmak araları normal açıklıkta ve parmak uçları omuz hizâsına gelecek şekilde ellerini yukarıya kaldırırlar.

.

.

.


Namaz-Erkek-Kiraat
Kıyam Edilir (Erkek)
Namaz-Kadin-Kiraat
Kıyam Edilir (Kadın)

Kıyam

Tekbîrden sonra eller bağlanır. Kıyamda yani ayakta iken secde edilecek yere bakılır.

Erkekler sağ elin avucu, sol elin üzerinde ve sağ elin baş ve küçük parmağı sol elin bileğini kavramış olarak ellerini göbek altında bağlarlar.

Kadınlar Sağ el sol elin üzerinde olacak şekilde ellerini göğüs üstüne koyarlar. Erkeklerde olduğu gibi sağ elin parmakları ile sol elin bileğini kavramazlar. Elleri baş örtüsünün altında tutmaya çalışmalıdır.

Eller bu şekilde bağlantıktan sonra, Ayakta sırasıyla;

- Sübhâneke okunur,

- Eûzü Besmele çekilir,

- Fâtiha Sûresi okunur, (Ardından ‘Âmin’ denir.)

-Zamm-ı sûre okunur. Meselâ, Kul hüvallâhü ehad… okunur. (Zamm-ı sûre, namazda okunan sûrelere denir.)


Namaz-Erkek-Ruku
Rükûya Gidilir (Erkek)
Namaz-Kadin-Ruku
Rükûya Gidilir (Kadın)

Rükû

Allahü ekber” diyerek rükü’a varılır yani bel doksan derece eğilir.

Burada üç defa Sübhâne rabbiye’l-azîm denilir.

Rükü’da iken ayakların üzerine bakılır.

Erkekler rükü’da, parmaklarını açıp, dizlerin üstüne kor. Sırtını ve başını düz tutar. Bacaklarını ve kollarını dik tutarlar.

Kadınlar rükûda, sırtını ve başını, bacaklarını, kollarını dik tutmaz. Sırtlarını biraz meyilli tutarak erkeklerden daha az eğilirler. Ellerini parmaklarını açmayarak dizleri üzerine koyarlar ve dizlerini biraz bükük bulundururlar.

.

.

.


Namaz-Erkek-Kiyam
Doğrulurken (Erkek)
Namaz-Kadin-Kiyam
Doğrulurken (Kadın)

Doğrulurken

Rükû’da üç defa Sübhâne rabbiye’l-azîm dedikten sonra, doğrulurken “Semiallahü limen hamideh” diyerek rükü’dan kalkılır ve tam doğrulunca da ayakta Rabbenâ leke’l-hamd denilir.

.

.

.

.

.

.


Namaz-Erkek-Secde
Secdeye Varılır (Erkek)
Namaz-Kadin-Secde
Secdeye Varılır (Kadın)

Secdeye Varılır

Sonra, “Allahü ekber” diyerek secdeye varılır.

Secdeye inerken önce dizler, sonra eller, daha sonra da burun ve alın yere konur. Secdede baş iki elin arasında ve hizâsında bulunur. El parmakları birbirine bitişiktir. Secdede iken ayaklar kaldırılmaz. Secdede gözler kapalı olmaz. Burada üç kere Sübhâne rabbiye’l-a’lâ denilir.

Erkekler, secdede dirseklerini yanlarından uzak, kollarını yerden kalkık bulundururlar. Ayaklar, parmaklar üzerine dik tutulur ve parmak uçları kıbleye gelecek şekilde yere konur.

Kadınlar, secdede kollarını yanlarına bitişik hâlde bulundururlar.Ayaklar bitişik olarak parmaklar üzerine dik tutulur ve parmak uçları kıbleye gelecek şekilde kıvrılarak yere konur.

Not: Secde süresince ayakların her ikisinin de yerden kesilmesi namazı bozar. Ancak bir rükün yerine getirilinceye kadar ayakların ikisi veya biri yerde olursa namaz geçerlidir. Buna göre az da olsa ayaklardan ikisi ya da biri secde anında yere değmişse namaz olur. Fakat secde boyunca ayaklardan biri bile yere hiç değmediyse namaz olmaz.

.


Namaz-Erkek-Tesehhud
Oturulur (Erkek)
Namaz-Kadin-Tesehhud
Oturulur (Kadın)

Oturulur (Teşehhüd)

Allahü ekber” diyerek başını secdeden kaldırıp diz üstü oturulur.

Otururken, parmaklar dizlerin hizâsına gelecek şekilde eller uylukların üzerine konur ve kucağa bakılır.

Burada Sübhânallah diyecek kadar kısa bir an oturulur.

Erkekler bu oturuşta, sol ayağını yere yayarak onun üzerine oturur, sağ ayak, parmakları kıbleye yönelmiş durumda dik tutulur.

Kadınlar ise, ayaklarını yatık olarak sağ tarafına çıkarır ve öylece otururlar.

.


Namaz-Erkek-Secde
Tekrar Secdeye Varılır (Erkek)
Namaz-Kadin-Secde
Tekrar Secdeye Varılır (Kadın)

Tekrar Secdeye Varılır

Tekrar, “Allahü ekber” diyerek secdeye varılır.

Burada üç kere Sübhâne rabbiye’l-a’lâ denilir.

.

.

.

.

.


Namaz-Erkek-Kiraat
Kıyama Durulur (Erkek)
Namaz-Kadin-Kiraat
Kıyama Durulur (Kadın)

2. Rekatın Kılınışı

Kıyama Durulur

Allahü ekber” deyip ayağa kalktıktan sonra dördüncü rekat başlamış olur.

Ayağa kalkınca elleri bağlayıp “Besmele” çekilir.

Fâtiha Sûresi okunur, (Ardından ‘Âmin’ denir.)

-Zamm-ı sûre okunur. Meselâ, İnnâ a’taynâ… okunur. (Zamm-ı sûre, namazda okunan sûrelere denir.)

Sonra “Allahü ekber[/simple_tooltip]” diyerek rükûa gidilir.

.


Namaz-Erkek-Ruku
Rükûya Gidilir (Erkek)
Namaz-Kadin-Ruku
Rükûya Gidilir (Kadın)

Rükû

Allahü ekber” diyerek rükü’a vardıktan sonra Rükû’da üç defa Sübhâne rabbiye’l-azîm denilir.

.

.

.

..


Namaz-Erkek-Kiraat
Doğrulurken (Erkek)
Namaz-Kadin-Kiyam
Doğrulurken (Kadın)

Doğrulurken

Rükû’da üç defa Sübhâne rabbiye’l-azîm dedikten sonra, doğrulurken Semiallahü limen hamideh diyerek rükü’dan kalkılır ve tam doğrulunca da ayakta Rabbenâ leke’l-hamd denilir.

.

.

.

.

.

.


Namaz-Erkek-Secde
Secdeye Varılır (Erkek)
Namaz-Kadin-Secde
Secdeye Varılır (Kadın)

Secdeye Varılır

Sonra, “Allahü ekber” diyerek secdeye varılır.

Secdeye inerken önce dizler, sonra eller, daha sonra da burun ve alın yere konur. Secdede baş iki elin arasında ve hizâsında bulunur. El parmakları birbirine bitişiktir. Secdede iken ayaklar kaldırılmaz. Secdede gözler kapalı olmaz. Burada üç kere Sübhâne rabbiye’l-a’lâ denilir.

.

.

.

.


Namaz-Erkek-Tesehhud
Oturulur (Erkek)
Namaz-Kadin-Tesehhud
Oturulur (Kadın)

Oturulur (Teşehhüd)

Allahü ekber” diyerek başını secdeden kaldırıp diz üstü oturulur.

Burada Sübhânallah diyecek kadar kısa bir an oturulur.

.

.

.

.


Namaz-Erkek-Secde
Tekrar Secdeye Varılır (Erkek)
Namaz-Kadin-Secde
Tekrar Secdeye Varılır (Kadın)

Tekrar Secdeye Varılır

Tekrar, “Allahü ekber” diyerek secdeye varılır.

Burada üç kere Sübhâne rabbiye’l-a’lâ denilir.

.

.

.

.

.

.


Namaz-Erkek-Tesehhud
Tahiyyata Oturulur (Erkek)
Namaz-Kadin-Tesehhud
Tahiyyata Oturulur (Kadın)

Tahiyyata Oturulur

Allahü ekber” diyerek başını secdeden kaldırıp diz üstü oturulur.

Oturunca sırasıyla;

- Ettehiyyâtü okunur,

- Allâhümme Salli okunur,

- Allâhümme Bârik okunur,

-Rabbenâ duaları “Rabbenâ Âtina” ve “Rabbenâğfirlî” okunur.


Namaz-Erkek-SelamFull
Selam Verilir (Erkek)
KadinSelamFull
Selam Verilir (Kadın)

Selam Verme

Dualar bitince yüzümüzü önce sağ tarafa çevirerek Es-selâmü aleyküm ve rahmetullah deriz.

Selâm verirken omuzlara bakılır.

Sonra yüzümüzü sol tarafa çevirerek Es-selâmü aleyküm ve rahmetullah deriz.

Böylece İki Rekatlık Sabah Namazının Sünneti Tamamlanmış Olur.

.


Namazdan Sonra Tesbihat Nasıl Yapılır ?

Sabah Namazının 2 Rekat Farzının Kılınışı


Namaz-Erkek-Kiyam
Niyet Edilir (Erkek)
Namaz-Kadin-Kiyam
Niyet Edilir (Kadın)

1. Rekatın Kılınışı

Abdest alınıp, ayakta olarak kıbleye dönülür. Ayakların arası dört parmak açıklıkta olur.

Kadınlar, vücûdun şekli belli olmayacak şekilde, tepeden tırnağa kadar örtünür. Yalnız eller ve yüz açık kalır.

Ellerini kol ağzından dışarı çıkarmaz. Namazda, kadınlar için en iyi örtülü olmanın en kolay şekli, ellerini de örtecek geniş bir başörtüsü ve ayaklarını da örtecek, geniş ve uzun bir etektir.

Önce “Niyet ettim Allah rızası için sabah namazının farzını kılmaya“ diyerek niyet edilir.

.

.


Namaz-Erkek-Tekbir
Tekbir Getirilir (Erkek)
Namaz-Kadin-Tekbir
Tekbir Getirilir (Kadın)

Tekbir Alınır

Allahü ekber diyerek iftitâh tekbîri alınır.

Erkekler tekbîr alırken; ellerin içi kıbleye karşı ve parmak araları normal açıklıkta bulunur. Başparmaklar kulak yumuşağına değdirilerek eller yukarıya kaldırılır.

Kadınlar tekbîr alırken; ellerinin içi kıbleye karşı, parmak araları normal açıklıkta ve parmak uçları omuz hizâsına gelecek şekilde ellerini yukarıya kaldırırlar.

.

.

.

.


Namaz-Erkek-Kiraat
Kıyam Edilir (Erkek)
Namaz-Kadin-Kiraat
Kıyam Edilir (Kadın)

Kıyam

Tekbîrden sonra eller bağlanır. Kıyamda yani ayakta iken secde edilecek yere bakılır.

Erkekler sağ elin avucu, sol elin üzerinde ve sağ elin baş ve küçük parmağı sol elin bileğini kavramış olarak ellerini göbek altında bağlarlar.

Kadınlar Sağ el sol elin üzerinde olacak şekilde ellerini göğüs üstüne koyarlar. Erkeklerde olduğu gibi sağ elin parmakları ile sol elin bileğini kavramazlar. Elleri baş örtüsünün altında tutmaya çalışmalıdır.

Eller bu şekilde bağlantıktan sonra, Ayakta sırasıyla;

Sübhâneke okunur,

Eûzü Besmele çekilir,

 - Fâtiha Sûresi okunur, (Ardından ‘Âmin’ denir.)

-Zamm-ı sûre okunur. Meselâ, Kul hüvallâhü ehad… okunur. (Zamm-ı sûre, namazda okunan sûrelere denir.)


Namaz-Erkek-Ruku
Rükûya Gidilir (Erkek)
Namaz-Kadin-Ruku
Rükûya Gidilir (Kadın)

Rükû

Allahü ekber” diyerek rükü’a varılır yani bel doksan derece eğilir.

Burada üç defa Sübhâne rabbiye’l-azîm denilir.

Rükü’da iken ayakların üzerine bakılır.

Erkekler rükü’da, parmaklarını açıp, dizlerin üstüne kor. Sırtını ve başını düz tutar. Bacaklarını ve kollarını dik tutarlar.

Kadınlar rükûda, sırtını ve başını, bacaklarını, kollarını dik tutmaz. Sırtlarını biraz meyilli tutarak erkeklerden daha az eğilirler. Ellerini parmaklarını açmayarak dizleri üzerine koyarlar ve dizlerini biraz bükük bulundururlar.

.

.

.


Namaz-Erkek-Kiyam
Doğrulurken (Erkek)
Namaz-Kadin-Kiyam
Doğrulurken (Kadın)

Doğrulurken

Rükû’da üç defa Sübhâne rabbiye’l-azîm dedikten sonra, doğrulurken Semiallahü limen hamideh” diyerek rükü’dan kalkılır ve tam doğrulunca da ayakta Rabbenâ leke’l-hamd denilir.

.

.

.

.

.

.

.


Namaz-Erkek-Secde
Secdeye Varılır (Erkek)
Namaz-Kadin-Secde
Secdeye Varılır (Kadın)

Secdeye Varılır

Sonra, Allahü ekber” diyerek secdeye varılır.

Secdeye inerken önce dizler, sonra eller, daha sonra da burun ve alın yere konur. Secdede baş iki elin arasında ve hizâsında bulunur. El parmakları birbirine bitişiktir. Secdede iken ayaklar kaldırılmaz. Secdede gözler kapalı olmaz. Burada üç kere Sübhâne rabbiye’l-a’lâ denilir.

Erkekler, secdede dirseklerini yanlarından uzak, kollarını yerden kalkık bulundururlar. Ayaklar, parmaklar üzerine dik tutulur ve parmak uçları kıbleye gelecek şekilde yere konur.

Kadınlar, secdede kollarını yanlarına bitişik hâlde bulundururlar.Ayaklar bitişik olarak parmaklar üzerine dik tutulur ve parmak uçları kıbleye gelecek şekilde kıvrılarak yere konur.

Not: Secde süresince ayakların her ikisinin de yerden kesilmesi namazı bozar. Ancak bir rükün yerine getirilinceye kadar ayakların ikisi veya biri yerde olursa namaz geçerlidir. Buna göre az da olsa ayaklardan ikisi ya da biri secde anında yere değmişse namaz olur. Fakat secde boyunca ayaklardan biri bile yere hiç değmediyse namaz olmaz.


Namaz-Erkek-Tesehhud
Oturulur (Erkek)
Namaz-Kadin-Tesehhud
Oturulur (Kadın)

Oturulur (Teşehhüd)

Allahü ekber” diyerek başını secdeden kaldırıp diz üstü oturulur.

Otururken, parmaklar dizlerin hizâsına gelecek şekilde eller uylukların üzerine konur ve kucağa bakılır.

Burada Sübhânallah diyecek kadar kısa bir an oturulur.

Erkekler bu oturuşta, sol ayağını yere yayarak onun üzerine oturur, sağ ayak, parmakları kıbleye yönelmiş durumda dik tutulur.

Kadınlar ise, ayaklarını yatık olarak sağ tarafına çıkarır ve öylece otururlar.


Namaz-Erkek-Secde
Tekrar Secdeye Varılır (Erkek)
Namaz-Kadin-Secde
Tekrar Secdeye Varılır (Kadın)

Tekrar Secdeye Varılır

Tekrar, Allahü ekber” diyerek secdeye varılır.

Burada üç kere Sübhâne rabbiye’l-a’lâ denilir.

.

.

.

.

.

.

.


Namaz-Erkek-Kiraat
Kıyama Durulur (Erkek)
Namaz-Kadin-Kiraat
Kıyama Durulur (Kadın)

2. Rekatın Kılınışı

Kıyama Durulur

Allahü ekber” deyip ayağa kalktıktan sonra dördüncü rekat başlamış olur.

Ayağa kalkınca elleri bağlayıp Besmele” çekilir.

Fâtiha Sûresi okunur, (Ardından ‘Âmin’ denir.)

-Zamm-ı sûre okunur. Meselâ, İnnâ a’taynâ… okunur. (Zamm-ı sûre, namazda okunan sûrelere denir.)

Sonra Allahü ekber” diyerek rükûa gidilir.

.

.


Namaz-Erkek-Ruku
Rükûya Gidilir (Erkek)
Namaz-Kadin-Ruku
Rükûya Gidilir (Kadın)

Rükû

Allah En Büyüktür” diyerek rükü’a vardıktan sonra Rükû’da üç defa Sübhâne rabbiye’l-azîm denilir.

.

.

.

.

.

.

.


Namaz-Erkek-Kiraat
Doğrulurken (Erkek)
Namaz-Kadin-Kiyam
Doğrulurken (Kadın)

Doğrulurken

Rükû’da üç defa Sübhâne rabbiye’l-azîm dedikten sonra, doğrulurken Semiallahü limen hamideh diyerek rükü’dan kalkılır ve tam doğrulunca da ayakta Rabbenâ leke’l-hamddenilir.

.

.

.

.

.

.

.


Namaz-Erkek-Secde
Secdeye Varılır (Erkek)
Namaz-Kadin-Secde
Secdeye Varılır (Kadın)

Secdeye Varılır

Sonra, Allahü ekber” diyerek secdeye varılır.

Secdeye inerken önce dizler, sonra eller, daha sonra da burun ve alın yere konur. Secdede baş iki elin arasında ve hizâsında bulunur. El parmakları birbirine bitişiktir. Secdede iken ayaklar kaldırılmaz. Secdede gözler kapalı olmaz. Burada üç kere Sübhâne rabbiye’l-a’lâ denilir.

.

.

.

.

.


Namaz-Erkek-Tesehhud
Oturulur (Erkek)
Namaz-Kadin-Tesehhud
Oturulur (Kadın)

Oturulur (Teşehhüd)

Allahü ekber” diyerek başını secdeden kaldırıp diz üstü oturulur.

Burada Sübhânallah diyecek kadar kısa bir an oturulur.

.

.

.

.

.


Namaz-Erkek-Secde
Tekrar Secdeye Varılır (Erkek)
Namaz-Kadin-Secde
Tekrar Secdeye Varılır (Kadın)

Tekrar Secdeye Varılır

Tekrar, Allahü ekber” diyerek secdeye varılır.

Burada üç kere Sübhâne rabbiye’l-a’lâ denilir.

.

.

.

.

.

.

.


Namaz-Erkek-Tesehhud
Tahiyyata Oturulur (Erkek)
Namaz-Kadin-Tesehhud
Tahiyyata Oturulur (Kadın)

Tahiyyata Oturulur

Allahü ekber” diyerek başını secdeden kaldırıp diz üstü oturulur.

Oturunca sırasıyla;

Ettehiyyâtü okunur,

Allâhümme Salli okunur,

Allâhümme Bârik okunur,

-Rabbenâ duaları Rabbenâ Âtina” ve Rabbenâğfirlî” okunur.


Namaz-Erkek-SelamFull
Selam Verilir (Erkek)
KadinSelamFull
Selam Verilir (Kadın)

Selam Verme

Dualar bitince yüzümüzü önce sağ tarafa çevirerek Es-selâmü aleyküm ve rahmetullah deriz.

Selâm verirken omuzlara bakılır.

Sonra yüzümüzü sol tarafa çevirerek Es-selâmü aleyküm ve rahmetullah deriz.

Böylece İki Rekatlık Öğle Namazının Sünneti Tamamlanmış Olur.

.

.


Namazdan Sonra Tesbihat Nasıl Yapılır ?

 

SABAH

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:

“Kim yatsıyı bir cemaat içinde kılarsa sanki gecenin yarısını ihya etmiş gibi olur, kim de sabah namazını bir cemaat içinde kılarsa sanki gecenin tamamını namazla geçirmiş gibi olur.”

Müslim: 656, Tirmizi: 221

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:

“Kim sabah namazını kılarsa o, Allah’ın himayesindedir.”

Hadis-i Şerif, İbni Mace
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:

“Allah’u Teâlâ himayesinden, sizden birşey talep etmez.”

Tabarani: 7/267
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle dedi:

“Kim sabah namazını eda ederse o, Allah’ın himayesindedir. Allahu Teâlâ zimmetinden dolayı sizden birşey talep etmez. Kim Allahu Teâlânın himayesinden birşeyle çıkmak isterse, ona yetişir sonra onu yüzüstü cehennem ateşine atar.

Hadis-i Şerif, Muslim
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:

“Münafıka en ağır gelen namaz; yatsı ve sabah namazlarıdır. Eğer bilseydi o iki namazda ne var? Sürünerek dahi olsa onun ikisine gelirdi.”

Ahmed Müsned 52/424
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:

“Münafıka en ağır gelen namaz, sabah ve yatsı namazıdır.”

Abdullah İbni Ömer (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

“Yatsı ve sabah namazında göremediğimiz adam hakkında iyi düşünmezdik kötü zanda bulunurduk.”

Tabarani El-Muam El-Kebir: 12/271
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:

“Kim iki bürdeyi kılarsa cennete girer. İki bürde: Sabah ve ikindi namazıdır.”

Buhari Fethu’l-Bari: 2/52
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:

“Sizi gece ve gündüz ardarda daima takip eden melekler vardır. Sabah ve ikindi namazında toplanıyorlar. Sizinle geceleyenler gök’e yükseliyorlar. Allah-u Teâlâ onlardan daha iyi bildiği halde onlara kullarımı ne hal üzerine terkettiniz? diye sorar. Diyorlar ki: Onları biz terkederken namaz kılıyorlardı ve onlara gittiğimizde de namaz kılıyorlardı.”

Buhari Fethu’l-Bari: 2/33
“Bir grup melek geceleyin, diğer bir, grup da gündüz ard arda size gelirler ve aranızda kalırlar. Bunlar sabah ile ikindi namazlarında buluştuktan sonra (gündüz) aranızda kalmış olanlar semaya çıkarlar. Rableri kullarının halini en iyi bilen olduğu halde meleklere “Kullarımı ne halde bıraktınız?” diye sorar. Onlar da “onları namaz kılarken bıraktık, zaten namaz kılarken bulmuştuk” cevabını verirler; Biriniz ikindi namazından bir secdeyi gün batmadan evvel yetiştirecek olursa, namazını tamamlasın. Sabah namazından da bir secdeyi gün doğmadan yetiştirecek olursa, namazını tamamlasın”

Tecrîd-i Sarih Tercümesi
“Düşman süvarisi kovalasa bile sabah namazının iki rekât sünnetini terketmeyin”

Ebu Davud, 2/301, no: 1258; Ahmed b. Hanbel, 2/405
“Hz. Peygamber, sabah namazının iki rekatı gibi başka hiç bir nafile namaza devam etmemiştir”

Buhâri, Teheccüd, 27; Müslim, Misâfirîn, 94 – Hz. Aişe
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:

“Allah’ın indinde en faziletli namaz cuma gününün cemaatle kılınan sabah namazıdır.”

Ebu Nuaym El-Hilye: 7/207
“Farz namazların içerisinde, cuma günü (sabahı) cemaatle kılınacak sabah namazından daha üstün bir namaz yoktur. Kim ki bu namazı kılarsa, Allah’ın affına mazhar olacağından hiç şüphem yok-tur.”

Hadis-i Şerif, Camiüssağir
“Ey imanlı muhataplar, (evinizi, yurdunuzu ) sabah namazıyla nurlandırınız. Çünkü sabah namazının ecri çok büyüktür.”

Hadis-i Şerif, Camiüssağir
“Sabah namazını mutlaka kılmanız gerekir. Zira bu namaz arzu edilen her iyi şeye nail olmaya vesiledir.”

Hadis-i Şerif, Camiüssağir
“Sabah namazından sonra cemaatle birlikte güneş doğuncaya kadar Allah’ı anmak benim için dün-ya ve dünyada bulunan bütün nimetlerden daha sevimlidir; keza, İkindi namazından sonra cemaatle birlikte güneş batıncaya kadar Allahı anmak da dünya ve dünyada olanlardan daha sevimlidir, benim için buyurdu.”

Hadis-i Şerif, Camiüssağir
Ebû Hureyre’den (ra): Allah Resulü (asm) buyurdu:

“İnsanlar, ezan okumanın ve birinci safta namaz kılmanın faziletini bilselerdi ve bunlara nail olmak için de kur’a çekmekten başka çare bulamasalardı, mutlaka kur’a çekerlerdi. Namaza erken gitmenin faziletini bilselerdi, onun için aralarında yarış ederlerdi. Yatsı ve sabah namazının sevabını bir bilselerdi, onlara sürünerek dahi olsa giderlerdi.”

Buhârî, Müslim, Muvattâ ve Nesâî
Hz. Enes (ra) anlatıyor:

“Şu âyet indiği zaman (meâlen): “…Ey peygamber ailesi! Allah günahlarınızı giderip sizi tertemiz yapmak istiyor”

Kur’an-ı Kerim – Ahzâb 33

Resûlullah (asm) sabah namazına giderken, altı aya yakın bir müddette, Hz. Fâtıma’nın (ra) kapısına uğrayıp: “Namaz(a kalkın) ey Ehl-i Beyt “Allah günahlarınızı giderip sizi tertemiz yapmak istiyor!” buyurdu.”

Hadis-i Şerif, Tirmizî
“Kim ki sabah namazını cemaatle kıldıktan sonra oturup, güneş doğuncaya kadar Allah-u Teâlâ’yı zikrederse, sonra da iki rekât namaz kılarsa, kendisi tam bir hacc, tam bir umre sevabı gibi sevap kazanır.”

Hadis-i Şerif, Tirmizî
Resûlullah(sav) şöyle buyurdu:

“İki serinlik namazını, sabah ve ikindiyi kılan kimse cennete girer.”

Buhârî, Mevâkît 26; Müslim, Mesâcid 215
“Resûlullah(sav), sabah namazı için ezan okunduğu zaman, farza kalkmadan önce hafif tuttuğu iki rekat kılardı.”

İbn Mace,Salat,1145

Sabah Namazı Vakti Ne Zaman Başlar?

İmsak vaktinin girmesiyle başlar. Güneşin doğmasıyla biter.

Sabah namazının vakti, ikinci fecrin (imsak vaktinin girmesi) doğuşundan güneşin doğuşuna kadar olan namazdır. İkinci fecir, sabaha karşı doğu tarafın ufkundan yayılmaya başlayan bir aydınlıktan ibarettir. Bununla sabah vakti gerçek olarak girmiş olur. Bunun için buna “Fecr-i Sâdık” denir. Bunun karşılığı, birinci fecirdir ki, gökte iki tarafı karanlık dörtgen bir çizgi şeklinde beliren bir beyazlıktır. Bu az sonra kaybolur. Arkasından bir karanlık gelir. Bundan sonra ikinci fecir meydana gelir. Bu birinci fecre, sabahın gerçekten girdiğini göstermediğinden ve yalancı bir aydınlık olduğundan, Fecr-i Kâzib (yalancı fecir) adı verilmiştir. Bu fecir gece hükmündedir. Onun için bu vakitle ne yatsı vakti çıkmış, ne de sabah vakti girmiş olur. Öyle ki, bu vakit içinde yiyip içmek de, oruç tutan kimseye haram olmaz. | Büyük İslam İlmihali Ömer Nasuhi BİLMEN


Sabah Ezanı Ne Zaman Okunur?

Sabah ezanı ülkemizde imsakdan biraz daha sonra okunur. Namaz kılmak için ezanın okunmasını beklemek zorunda değilsiniz. İmsak vakti geldiği an güneş doğmadan namazınızı kılabilirsiniz. (Oruç tutarken yeme-içme takvimde yer alan imsak vaktinde bırakılmalıdır; ezan beklenilmemeldir.)


Neden Sabah Ezanı İmsak Vaktinden Sonra Okunur?

Sabah namazının geç kılınması daha faziletlidir. Bu yüzden ezan imsak vaktinde değilde namaz kılınacağı zaman okunur. [Sabah namazını ortalık açılıp ağardığı zaman kılmak müstahabdır ve daha faziletlidir. Buna "İsfar" denir. Şöyle ki: İkinci fecrin aydınlığı tam meydana çıkıp da gecenin karanlığının açılacağı zamandır ki, atılan bir okun nereye düştüğünü atıcının görebileceği bir vakte kadar sabah namazı geciktirilmelidir. Aynı zamanda, kılınan bir sabah namazının fesadı halinde, o namazı güneş doğmadan önce sünneti ile kılabilecek bir zaman da kalmalıdır. Yalnız kurban bayramının ilk gününde Müzdelife'de bulunacak hacılar, için, o günün sabah namazını hemen fecrin arkasından daha ortalık karanlık iken kılmak daha faziletlidir. Buna "Tağlis" denilmektedir. Üç imama göre, her zaman tağlis daha faziletlidir.] | Büyük İslam İlmihali Ömer Nasuhi BİLMEN


İmsak Vakti Girdiğinde Ezanı Beklemek Şart mıdır?

Ezanı beklemek şart değildir. İmsak girer girmezde namaz kılınabilir.


Sabah Ne Zaman Kılınmaz?

Kerahat vakti girdiğinde kılınmaz. (İlinizin bulunduğu takvimde güneş yazan saate kadar kılınır.) Rasûlüllah (s.a.v) bize üç vakitte namaz kılmayı ve ölülerimizi defnetmeyi yasaklıyordu. Güneşin doğmasından itibaren bir veya iki mızrak boyu yükselmesine kadar, güneşin gök yüzünde tam dik oluşundan batıya yönelmesine kadar ve güneşin sararmasından itibaren batmasına kadar” | Müslim, Müsâfîrîn, 293; Ebû Dâvud, Cenâiz 51; Tirmizî, Cenâiz, 41; Nesaî, Mevâkît, 31, 34, Cenâiz, 89; İbn Mâce, Cenâiz, 30; Dârimî, Salât, 142


Sabah Namazı İçin Kerahat Vakti Ne Zamandır?

İlk olarak güneşin doğuşuyla birlikte 40, 50 dakikalık bir zaman dilimidir. İkinci olarakta öğle namazı vakti girmeden önceki 30 40 dakikalık bir zaman dilimidir. Bu aralar sabah namazı kılınması uygun değildir.


Sabah Namazını Kılarken Güneş Doğarsa Ne Yapılmalıdır?

Sabah namazı hariç, diğer vakitlerde, vakit çıkmadan, Hanefi’de iftitah tekbiri alan, Maliki’de ve Şafii’de ise, bir rekât kılan, namazı vaktinde kılmış olur. | S.Ebediyye

Sabah namazına gün doğmadan önce başlanır da, namaz tamamlanmadan güneş doğarsa, namaz bâtıl olur (geçerli olmaz). Ancak teşehhüd miktarı oturmuş olan kişinin namazının bu durumda batıl olup olmayacağı hususunda ihtilâf vardır. | Mezahib-i Erbaa


Sabah Namazına Uyanamadım Ne Yapmalıyım?

Sabah namazı için kerahat vakti çıkmışsa ve öğle namazı için kerahat vakti daha girmemişse sabah namazının hem sünneti hem de farzının kazasını kılmalısınız. Öğle vaktini de geçmişse sadece farzının kazasını kılmalısınız. Sünnetin kılınması sadece sabah namazı için geçerlidir.

Kim uyur kalır veya unutarak namazı vaktinde kılmamış bulunursa, onu hatırlayınca kılsın. | Tirmizî, Salât, 16, Mevâkit, 53; İbn Mâce, Salât, 10

Vaktinde kılınmamış olan beş vakit farz namazlarının kazası farzdır. Vitir namazının kazası ise vacibdir. Sünnetlere gelince: Bir sabah namazı sünneti ile beraber kaçırılınca, o günün güneş doğuşundan (kerahet vaktinin çıkışından) sonra istiva (güneşin tepede olduğu zaman) zamanına kadar bu sünnet farz ile beraber kaza edilir. Güneşin yükselişinden (kerahet vaktinden) önce ve istivadan sonra sünnet kaza edilmez. İmam Muhammed’e göre, bu sünnet yalnız olarak kaçırılmış olsa, yine güneşin doğuşundan sonra istiva zamanına kadar kaza edilir. Bir de, öğle namazının her iki sünneti, farza yetişmek için terk edilecek olsa, farzdan sonra evvelki sünnet ve sonra iki rekat sünnet kaza edilir. Fetva bu şekildedir. Böylece vakit içinde sünnet iki defa gecikmemiş olur. Bununla beraber son iki rekat sünnetten sonra da dört rekat sünnet kaza edilebilir. Namazın sırası iki defa değişmemesi için bunu daha iyi görenler de vardır. | Büyük İslam İlmihali Ömer Nasuhi BİLMEN

[divider]

Sabah Namazının Kazası İçin Nasıl Niyet Edilir?

Sünnetini kaza ederken, “Niyet ettim Allah rızası için sabah namazının sünnetinin kazasını kılmaya” denir. Farzını kaza ederken, “Niyet ettim Allah rızası için sabah namazının farzının kazasını kılmaya” diye niyet edilir.

[divider]

Sabah Namazından Sonra Kaza Yada Nafile Namaz Kılınır mı?

Sabah namazından sonra güneş doğana kadar nafile namaz kılmak mekruhtur ancak kaza namazı kılınabilir. Sabah namazı kılındıktan sonra güneş doğana kadar kaza namazı kılınabilir. Bu sadece kazaya kalmış bir namaz için ruhsattır, nafile namaz kılmak ise mekruhtur. Güneşin doğmasına bir dakika kalana kadar kılınabilir. | Nurettin YILDIZ

[divider]

Sabah Namazına Nasıl Kalkılır?

1) Zamanında Uyuyun Sabah namazına kalkabilmek için öncelikle yapmanız gereken, geç saatlere kalmadan zamanında uyumaktır. Herkesin kendine göre bir uyku programı vardır. Birine göre geç olan diğerine göre erken olabilir. Sizin için normal uyku vakti ne zamandır, günde kaç saat uyursanız dinlenmiş olursunuz, kaçta yatarsanız kalkmanız mümkündür? Bu soruların cevabını kendi dünyanızda verdikten sonra sizce uygun olan bir vakitte yatmaya özen gösterin. Ne yazık ki, sabah namazıyla ilgili çok büyük bir problem vardır. İnsanlar genelde geceler uzun olduğu için kışın erken yatarlar. Oysa kışın güneş geç saatlerde doğar. Yazın ise geceler kısa olduğundan insanlar daha geç uyurlar. Tam aksine yazın güneş erkenden doğar. Böylece sabah namazı imtihanı yaz mevsiminde daha bir güçleşir. Çözüm, her şeye rağmen uyku programınızı kontrol altına almaktır. Belki ufak tefek aksamalar olabilir. Bazen de karşı koyamayacağınız engeller vardır. Bir gece geç saatlere kadar çocuğunuzun hastalığıyla ilgilenmek ya da uzun zamandır görmediğiniz bir dostunuzla geç saatlere kadar sohbet etmek durumunda kalabilirsiniz. Her türlü şartta namaza kalkmak vazgeçilmez bir düsturunuz olmalıdır. Ancak zamanında uyumanız hem kolay kalkmanızı, hem de zinde ve dinlenmiş bir şekilde namaz kılmanızı sağlar. Sabahın erken saatlerinde yapmanız gereken bir iş olduğunu düşünün. Nasıl zamanında uyuyup bir dizi tedbir alıyorsunuz. Üniversite imtihanına gireceğim gün yaptıklarımı hatırlıyorum. Bir gün önce imtihana gireceğim okulu görmüş, nasıl gideceğim konusunda bilgi almıştım. O gece fazla gecikmeden uyumuştum. Hatta misafir kaldığım evin sahibi, “Eğer üniversite imtihanı hayatî bir önem taşıyor, diyorsan, yatsıyı kılmadan yatabilirsin” demişti. Ben itiraz ederek, “Hayır, benim için namazdan daha önemli bir şey yoktur” demiştim. Siz de hafızanızı yoklayın. Nice önemli gördüğünüz dünyevî işiniz için erkenden yatıp, kalkmak için nasıl çırpındığınızı hatırlarsınız. Öyle insanlar vardır ki, bırakın işe gitmemeyi, geç kaldıkları bile görülmemiştir. Almanya’da bir okulda yaşanan bir olayı her hatırlayışımda hayrete düşerim. Bir Türk öğretmen okula geç kalır. Alman müdür sınıfın gürültüsünü duyunca gider ve bir saat öğrencilerle ilgilenir. Az sonra öğretmen geldiğinde odasına çağırır ve şöyle der: “Bak öğretmenim, ben 20 yıldır görev yapıyorum, bir gün geç kaldığım olmadı. Eğer saatin zilini duymadıysan, bir saat daha al. Eğer olmuyorsa bir daha al, yine duymuyorsan bir daha al. Ta ki, senin duyup buraya gelmeni sağlayacak sayı neyse o kadar saat al, ama mutlaka dersine gel. Benim işim gücüm var, senin öğrencilerine bakamam.” Evet, dünya işleri için her gayreti gösteren insanların ebedî mutluluğu için daha fazla çırpınması gerekir. Bunun için çok iyi konsantre olmalısınız. Sabah namazına kalkmayı öyle bir önemsemelisiniz ki, sanki onu kaçırmak hayatınızın en önemli hazinesini kaybetmek kadar mühim olmalıdır.

2) İçten Dua Edin Sabah namazının zevk ve heyecanı daha yatarken başlamalıdır. Söz gelişi, kalbimizden şöyle düşünebiliriz: “İçim sevinçle dolu. Çok heyecanlıyım. Bir an önce sabahın olmasını istiyorum. Çünkü, sabah olacak ve ben Rabbimle buluşacağım. Onun huzuruna çıkacağım. Her an bana ihsan ve ikramda bulunan, her zaman yardımıma koşan, derdimin dermanı, tek ve biricik sır dostum, hiçbir zaman beni terk etmeyen Rabbimin huzurunda el bağlayacağım. Ona yalvaracağım. Ona duâ edip secdeye kapanacağım. Allah’ım, Seni seviyorum, Sana ibâdet etmek istiyorum. Ne olur, beni huzuruna kabul et! Beni Seninle buluşamama bedbahtlığına düşürme! Beni sabah namazına şevkle kaldır ve kılmayı nasip et!” İnanıyorum ki, Rabbimiz böylesi içten ve duygusal duâları kabul eder. Çünkü burada kulluğun çok ince bir sırrı vardır: Cenâb-ı Hak, huzuruna girmek için can atanı reddetmez! Bu konuda beni çok duygulandıran ve etkileyen bir misali Cemal Uşşak’tan dinlemiştim: “Avukat Bekir Berk Ağabey, 1989 yılında çok ağır bir hastalığa yakalanmıştı. 95 kilodan 52 kiloya düşmüştü. Namazlarını güçlükle kılıyordu. O kadar ki, bazen abdest alırken ve namaz kılarken defalarca bayılıyordu. Ayıldığı zaman ilk sözü, ‘Namaz vakti geçti mi?’ veya ‘Namaza kaç dakika var?’ sorusu idi. Londra’da tedavi gördüğü yıl şöyle bir hadise yaşamıştı. Namaza durmuş ve iki rekâtını güçlükle kılmış. Üçüncü rekâtın secdesine giderken, ne kadar uğraştıysa başaramamış, takati kesilmiş. Bu duruma çok üzülerek, ‘Yâ Rabbi, ben Sana secde etmek istiyorum, ama yapamıyorum. Yoksa beni huzuruna kabul etmiyor musun?’ diye içinden geçirmiş. Bunun üzerine Allah’ın inâyetiyle, alnının Kâbe’deki soğuk mermerlere değdiğini, oraya secde ettiğini görmüş. Bu şekilde namazın iki rekâtını Londra’da, iki rekâtını Mekke’de edâ etmiş. Bu hâtırasını namazdan sonra tahdis-i nimet olarak anlatmıştı.” İşte kim Rabbimizin huzuruna girmek için can atarsa, mutlaka emeline kavuşur. Allah Kendisine ibadet etmek isteyeni huzuruna alır. Sabah namazına kalkmak için saf ve samimî bir niyetle birlikte dua etmek ve bir kısım sureleri okumak gerekir. Öncelikle içinizden nasıl geliyorsa öyle dua edin, yalvarın, isteyin. Bundan başka 7 Kevser Suresi, 3’er İhlâs, Felâk ve Nâs Sureleri, Fatiha ve Ayetelkürsî okuyabilirsiniz. Niyet, dua ve samimî istek, uyarıcı araçlarla birleşince namaza kalkmanızı hiçbir şey engellemez inşaallah.

3) Uyarıcı Araçlardan Yararlanın Sabah namazına uyanabilmek için yığınla formül vardır. Hiçbir zaman tek bir formüle bel bağlamayın. Namazınızın geleceğini tek bir sebebe, söz gelişi bir çalar saate bağlarsanız, “Kurmuştum, ama duymadım” deyip işin içinden çıkmaya çalışırsınız. Hatta, “Saatim yok veya bozuk” gibi gerekçelerin bir “mazeret” olduğunu sanırsınız. Oysa sabah namazına kalkmak için birçok formülü bilip uygulayabilirseniz, çözümsüzlüğe teslim olmazsınız. Uyanabilmek için eski ve yeni birçok yöntem vardır. Şimdi sizlere sabah namazına uyanabilmek için hangi araçlardan yararlanabileceğinizi sıralayacağım: a) Çalar saat kurmak b) Telefonu kullanmak c) Uyandırması için birisine söylemek d) Nöbetleşe beklemek a) Çalar saat kurmak: Sabah namazına kalkabilmek için en bilinen çözüm, çalar saat kurmaktır. “Sabah namazına nasıl kalkılır?” diye bir kitap yazdığımı söylediğim birçok kişi, “Bunun için kitap mı olur hocam? Kurarsın saati, kalkarsın” demişti. Maalesef mesele o kadar basit değil. Konunun çok farklı yönleri var. Öncelikle saatin sesi gür olmalı ve uzun müddet çalmalıdır. Bazı kişilerin uykusu çok derindir. “Başında davul çalsan uyanmaz” denilen kimselerden iseniz, mutlaka gür sesli ve uzun çalan bir saate sahip olmalısınız. Beni sabah namazına yıllarca annem kaldırmıştır. Fakat yalnız uyuduğum geceler en büyük sorunum sabah namazına nasıl kalkacağım hususuydu. Daha orta okul sıralarında iken sinüzitle muzdarip olduğum için uykum çok derin olur, başımı kaldıramazdım. 14-15 yaşlarında iken elle kurulan, çift çanlı saatimiz vardı. Uzun müddet çalmazdı. Sesini yükseltmek için yastığımın arkasına kazan veya büyük bir tencere kor, saati içine yerleştirirdim. Saat çaldığında normalin üzerinde bir sesle uykumdan uyanır, namaza koşardım. Öğrenci iken saatin çalış süresini arttırmak için kapı ziline bağlardık. Saat çalmaya başladığında kurulan yaylar boşaldıkça elektrik devresini tamamlar, kapı zili çalmaya başlardı. Siz kalkıp susturuncaya kadar çalmaya devam ederdi. Şimdi bu tür çözümlere gerek yok. Artık çok uzun süre çalan saatler var. Hatta yaklaşık bir saat boyunca çalan, sesi yavaş yavaş yükselen, bir düğmesine bastıktan az sonra tekrar çalmaya başlayan saatler var. Sabah namazı “dünya ve içindekilerden hayırlı” olduğu için çok kaliteli bir saat almalısınız. Ne yazık ki, sabah namazını kaçırmayı alışkanlık hâline getirmiş, bunu sıradan gören birçok insan, kaliteli bir saat almaya fazla önem vermiyor. Sadece bir vakit namazımızı kazaya kalmadan kurtarsak bile çok kaliteli bir saate milyonlar vermeye değecektir. Halbuki kaliteli bir saat bizim yüzlerce kere namaza kalkmamıza sebep olacaktır. Dünyevî ve maddî ihtiyaçlarımız için sınırsız para harcıyoruz. Görünüşte basit, ama yaptığı hizmet itibariyle çok değerli olan saat konusunda birçok mü’min duyarsız davranıyor. Misafir olduğum bazı kimselerde saat olmadığını, olan saatin oyuncak yerine çocuğa verildiği için bozulduğunu gördüm. Bu konuda, “İnşallah kalkarız” diye düşünüp, hiçbir tedbir almamak doğru değildir. Çünkü, insanın her günü bir olmaz. Bazen çok yorgun, çok uykusuz, çok hasta olabilirsiniz. Sabah namazına karşı geliştirdiğimiz tedbirler her türlü şartları ve ortamları dikkate alarak olmalıdır. Bir kimse verdiği mücadele sonucunda bir vakit namazını bile kazaya kalmaktan kurtarsa, büyük bir zafer kazanmış demektir. Oysa duyarlılık, size binlerce vaktinizi zamanında kıldıracaktır. Eğer her şeye rağmen saati duymuyorsanız, bir değil, birkaç saat kurun. Ben namaza kalkmak için kimi zaman iki saat kurardım. Ebedî hayatınız için birkaç saniye saati ayarlamaya harcasanız hiçbir şey kaybetmez, pek çok şey kazanırsınız. Birçok insandan, “Saati duyar duymaz susturuyor, sonra uyuyorum” sözünü işitmişsinizdir. Gerçekten de birçok insanın sırf bu yüzden nice sabah namazını kaçırdığını biliyorum. Oysa bunun çözümü çok basit. Saati baş ucunuza değil, uzağa koyun. Kalkmadan susturamayacağınız bir yere korsanız, susturup tekrar uyumazsınız. b) Telefonu kullanmak: Sabah namazı için akla gelmedik formüller uyguladım. Bunlardan birisi de, sabit telefonlardan yararlanmaktı. Önceleri uyandırma servisini arar, bizi kaldıracağı saati bildirirdik. Görevliler de o saatte bizi kaldırırdı. Daha sonraki yıllarda telefonu kalkacağınız saate otomatik kotlamak mümkün oldu. Bunun için sırasıyla şu tuşlara basmanız gerekir: Yıldız 55 yıldız, kalkacağınız saat, kare. Diyelim ki, sabah namazı için saat 4.45’de kalkacaksınız. Tuşlara basarken şu sırayı izlemelisiniz: * 55 * 04 45 # Tam ayarladığınız saatte telefonunuz çalmaya başlayacaktır. Belki birisi arıyor zannedeceksiniz ve heyecanla telefonu kaldıracaksınız. Sizi uyandırma servisinden bir bant kaydı karşılayacak ve hayırlı sabahlar dileyecek. Bunların belirli bir ücreti var, ama namazın değeri yanında hiçbir önemi yok. Ancak alârmlı bir cep telefonunuz varsa, bu iki formüle gerek yok. Ama en klâsik ve sıradanından en gelişmiş formüle kadar hepsini bilmeniz gerekir. Çünkü, öyle bir yerde kalırsınız ki, hiçbir formül işlemez, basit ve eski bir formülü uygulamak zorunda kalırsınız. Cep telefonunuz varsa, her yerde her zaman kolayca çalar saatini kalkacağınız zamana ayarlamanız mümkün. Düzenli aralıklarla, sesini aşamalı bir şekilde yükselterek susturuncaya kadar çalıyor. Bu şekilde duymamanız neredeyse imkânsız. Tabiî herkes cep telefonuna sahip olmayabilir. Üstelik her cep telefonunun çalar saati yok. Bu durumda ya alârmlı bir cep telefonu edinecek ya da diğer yöntemleri uygulayacaksınız. c) Uyandırması için birisine söylemek: Sabah namazına daha kolay kalkan veya size göre kalkması daha güvenli olan birisine haber vermeniz klâsik, ama en çok uygulanan yöntemlerden birisidir. Bunu evlerde daha çok anneler üstlenir. Çocuklar da, “Nasıl olsa annem kaldırır” diye alabildiğine rahat, nazlı ve ilgisizdir. Dikkat edin, sabah namazına annesi tarafından uyarılan gençlerin çoğu, büyük bir rahatlık içindedir. Annesi veya babası, defalarca odasına gelir, “Haydi namazın gidiyor”, “Güneş doğmak üzere” diye başlarlar, “Güneşin doğmasına 15 dakika kaldı, 10 dakika kaldı, 5 dakika kaldı” diye devam ederler. Maalesef birisinin kaldıracağının rahatlığını yaşayan insanlar, namazı son dakikaya bırakır, güneşin doğmasına az bir zaman kala güçlükle yetiştirirler. Gençlerin böyle yapması, anne ve babaları canından bezdirir, çocuklarını namaza kaldırmak büyük bir yük olur. Sabah namazına kalkmak için üşengeç ve isteksiz davranmak, hem bizi kaldıran kimselerin hakkına tecavüzdür, hem de Rabbimize karşı büyük bir günahtır. Onun huzuruna büyük bir şevkle ve zamanında koşmamız gerekir. Bunun çözümü şudur: Her şeyden önce sabah namazına kalkmak için belirli bir saatiniz olmalıdır. Genelde anne ve babalar, nasıl olsa çocuğum geç kalkıyor, diye güneşin doğmasına bir saat kala seslenmeye başlarlar. Gençler de, henüz daha erken diye işi yavaştan alırlar. Oysa büyükler her gün belirli bir saatte kaldırsa, gençler de kalkmaya kararlı olsalar sorun çözülür. Sabah namazına kimileri saatlerce önce kalkar, teheccüt namazı kılar, Kur’an ve dua okur, ibadet ederler. Kimileri de beş on dakika önce kalkar. Makul olan en geç vakit, güneşin doğmasına yarım saat kaladır. 20 dakika içinde ihtiyacı gidermek, abdest almak ve namaz kılmak gerekir. Namaz kıldıktan sonra 10 dakika zaman kalmalıdır. Çünkü, bir aksilik durumunda tekrar abdest almak ve namaz kılmak için ihtiyatlı olmalısınız. Gençler yarım saat kala büyüklerinin sesini duyduklarında hemen yataktan fırlamalıdır. Çünkü, zaten yarım saat kalmış. Beş on dakika fazla uyusanız, bir şey kazanmaz, az uyusanız bir şey kaybetmezsiniz. Yatmadan önce bu hususta sizi namaza kaldıracak kimseyle uzlaşmanız ve kararlı olmanız gerekir. Eğer sizi namaza kaldıracak kişi, anne ve babanızın dışında bir kişiyse, fazla nazlanamazsınız. Ancak bu durumda da kimi inatlaşmalar, kırgınlıklar olabilmektedir. Bazı öğrenciler birkaç arkadaşıyla aynı evi paylaşırlar. Ortak bir kaderi yaşadıkları için daha hoşgörülü, daha anlayışlı olmaları gerekirken, aralarında pürüzler, anlaşmazlıklar olur. Bunlar sabah namazına kaldırmaya kadar yansır. Bazı gençlerin, “Aslında namaza kalkacağım ama, arkadaşımın kaldırış biçimine kızdığım için kalkmıyorum” dediklerini duydum. Ne kadar gereksiz ve anlamsız bir tepki. Sizi namaza kaldıran kişi, gereken nezaket ve yumuşaklıktan uzak bile davransa, ona karşı yapmanız gereken namaza kalkmayarak tepki vermek değil, sorunu diyalogla çözmektir. Gündüz o kişiyle görüşür, namaza kaldırırken daha nazik davranmasını isteyebilirsiniz. İkili ilişkilerin sağlıklı gelişmesi için en güzel yöntem doğru iletişimdir. Siz meramınızı anlatın, ama buna rağmen o kişi kaba davranırsa, siz namazınızı bırakmayın. Uyuyan insan, ışığın birden yanmasından, yüksek sesle bağırılmasından rahatsız olur. Nefsin rahatsızlığını, başkasına yıkmamak gerekir. Sorumluluk sizdedir, başkasına atmayın. Namaza kaldırmak için başkasına haber vermeniz, her zaman anlattığımız durumlardaki gibi düzenli olmaz. Bazen de bütün imkânlardan mahrum olursunuz. Bu durumda bir başka kişiye, sizi bizzat veya telefonla uyarması için haber vermeniz gerekir. d) Nöbetleşe beklemek: Öyle olumsuz bir durumla karşı karşıya kalabilirsiniz ki, namaza kaldıracak her şeyden mahrum olabilirsiniz. Lisede öğrenciyken beş kişi aynı evde kalıyorduk. Evimizde telefonumuz yoktu. Saatimiz bozulmuştu. Tamamen çözümsüzdük. Bu durumda her birimiz birer saat uyanık kalarak nöbet tutmaya karar verdik. Herkes bir saat uyanık kalıyor, kitap okuyor, sıradaki kişiyi kaldırıp yatıyordu. En son kişi ise, hepimizi namaza kaldırdı. Böylece namazımızı tehlikeye atmaktan kurtulmuş olduk. Biraz zahmet çekmiş, uykusuz kalmıştık. Ama sabah namazını zamanında kılmanın doyumsuz huzurunu tatmıştık. Cenab-ı Hak, hiç kimseye sabah namazına kalkamamak veya namazı kazaya bırakmak gibi bir acı yaşatmasın. Nitekim ünlü şairlerimizden Yahya Kemal Beyatlı, “Ezansız Semtler” isimli yazısında, bir bayram namazı hatırası anlatır. “Büyükada’da oturuyordum. Bayramda bayram namazına gitmeye niyetlendim. Fakat frenk hayatının gecesinde sabah namazına kalkılır mı? Sabah erken uyanamamak korkusuyla o gece hiç uyumadım. Vakit gelince abdest aldım” diyen Beyatlı, bu ilginç formülü hatırlatır bize. Belki ömrünüzde bir kez uygulayacaksınız, belki de hiç gerek duymayacaksınız bu yönteme. Ama aklınızın bir köşesinde bulunsun. Belki bir gün lâzım olur. Sık sık tekrar ettiğimiz gibi, bir vakit namaz bile dünyalara değer.

4) Sabah namazına nasıl kaldırılır? Sabah namazına kalkmak kadar kaldırmak da çok önemlidir ve beceri ister. Eğer siz bulunduğunuz yerde sabah namazına herkesten önce kalkıp başkalarını da kaldıran birisi iseniz, bilin ki, yaptığınız iş çok mühim, hassas ve değerlidir. Bunun şuurunda olun. Sabah namazına kaldıracağınız kişiye uygun bir şekilde hareket etmelisiniz. O kişi, anneniz, babanız, eşiniz, çocuklarınız veya arkadaşlarınız olabilir. Öncelikle kimi kaldırıyor olursanız olun, tatlı, yumuşak, içten ve şefkatli bir dil kullanın. Kimileri, eliyle uyuyanı veya yatağı sarsarak, bağıra bağıra, kişiyi inciterek seslenir. Uyuyan kişinin yattığı odanın kapısını sertçe açıp, hışımla içeri girip, hemen lâmbayı yakıp bağırmaya başlamak yanlıştır. Uyuyan insanın psikolojisini anlamak, tam bir sessizlik içinde ve karanlıkta iken mışıl mışıl uyuyan birisinin, gürültüyle birlikte gözünü acıtan ışığa nasıl tepki vereceğini tahmin etmek gerekir. Evet, niyetiniz çok güzel ve samimîsiniz. Bir mü’mini sabah namazı gibi en mühim ve en vazgeçilmez bir göreve çağırıyorsunuz. Ancak olumsuz davranışlar, sizin arzunuzun tam tersi bir sonuç almanıza sebep olabilir. Nitekim bazı kimselerin sabah namazına kaldırış biçimi; yeni, tecrübesiz ve imanı zayıf kimseleri ibadetten soğutabilir. Bu konuda inatlaşmaya gerek yoktur. Özellikle kaldıracağınız kişi sizden büyük ise, mutlaka daha anlayışlı ve yumuşak olmalısınız. Zaten namaz gönül işidir. Kişi kendi isteğiyle, yürekten arzu ederek kılmalıdır. Namaz zorla, ite kaka kılınmaz. Rabbimiz isteseydi, hepimize huzurunda boyun eğdirirdi. Ama O, zor ve baskıyla değil, gönülden arzulayarak namaz kılmamızı istiyor. Eğer namaza kaldıracağınız kişi eşiniz ise, biraz daha teşvikkâr olmalısınız. Çünkü, eşlerin birbirine karşı hem nazları geçer, hem de karşılıklı yaptırımları vardır. Eğer sabah namazına kaldıracağınız kişiler çocuklarınız ise, küçükken aşırı teşvik edici ve özendirici, büyüdüklerinde biraz tatlı sert olun. Ama asla baskıcı ve cezalandırıcı olmayın. Sizin göreviniz, namazı sevdirmek, nefret ettirmek değil. Siz namazı öyle güzel anlatın ve bazı hediyelerle çekici hâle getirin ki, onlar sabah namazına kaldırmanız için yalvarsınlar. Siz de, “Madem çok istiyorsunuz, peki kaldırayım” diyerek sorumluluğu onların üzerine yıkın. Mümkün mertebe namaz kılmadığı için ceza vermek yerine, kılarsa ödül vermeyi tercih edin. Çünkü, ödüllendirmek her zaman daha etkilidir. Bazı anne ve babalar, çocuklarına güya şefkat ettikleri için namaza kaldırmıyorlar. “Aman çocuğum üşümesin, aman uykusuz kalmasın” diye düşünüyorlar. Daha sonra da, “Neden çocuğum namaz kılmıyor” diye yakınıyorlar. Hiç şikâyet etmeyin. Çünkü, bunu siz istediniz. Cehennemin ateşini düşünmeden çocuğunuza acıdınız. Oysa namaz kılmamanın nasıl bir azaba yol açacağını düşünerek çocuğunuzu namaza kaldırmalıydınız. Her şey küçükten öğrenilir. Rabbimizin şu anlamdaki emri, tüm anne babaları düşündürmelidir: “Ailene namazı emret; sen de namaza sabır ve sebatla devam et.” | Tâhâ Suresi 132 Anne ve babanın çocuklarına karşı en büyük görevlerinden birisi, namazı sevdirerek ve teşvik ederek kıldırmasıdır. | Sabah Namazına Nasıl Kalkılır? – Cemil Tokpınar

Sünnet-i müekkede, Peygamber efendimizin (s.a.s.) bunları devamlı yaptığı, nadiren terk etmiş olduğu farz ve vacib olmayan amelleridir. Buna Sünnet-i hüdâ da denmektedir. Ara sıra terk ettiği sünnetlere de “gayri müekkede” denir. Sünnet-i müekkedeleri yerine getiren kişi sevap kazanır. Peygamber efendimizin (s.a.s.) sünnet-i müekkedeyi terk edenlere de bir şey dememiştir. Sabah namazının farzından önce iki rekat, öğle namazının farzından önce dört rekat, sonra iki rekat, akşam namazının farzından sonraki iki rekat ile yatsı namazının farzından sonra kılınan iki rekatlık namazlar sünnet-i müekkede’ye örneklerdir. Cemaatle namaz kılmakta sünnet-i müekkededir. Abdest alırken ağız ve burnu iyice yıkamak, parmakları hilallemek, abdest alırken abdest azalarını üç defa yıkamak, ezanı yüksekçe bir yerde okumak, sünnet-i müekkede’nin örnekleridir.