İbrahim aleyhisselâm oğlu İsmail evlendikten sonra onu görmeye gider evin geçimiyle ilgili ona şu sırrı tavsiye eder…
İsmail (a.s) buluğ çağına erişince, Cürhümîler kendilerinden bir kızla evlendirdiler. Hayatın bu mes’ud safhası devam ederken, günün birinde İsmail’in anası Hacer vefat etti. Hacer doksan yaşına girmişti. Hicr’e defn olunmuştur. (Hicr, Kabe’nin bitişiğinde bir mahallin adıdır.)
İsmail evlendikten sonra, İbrahim aleyhisselâm oğlunu görmeye geldi. Fakat İsmail evde yoktu. Karısına sordu, o da:
– Rızkımızı tedarik etmek üzere çıktı gitti, diye cevap verdi.
İbrahim aleyhisselâm:
– Maişetiniz (geçiminiz) nasıldır? diye İsmail’in hanımı:
– Şiddetli darlık içindeyiz, gayet fena bir haldeyiz, diye cevap verdi.
İbrahim aleyhisselâm:
– Kocan geldiğinde, benden selâm söyle, kapısının eşiğini değiştirsin, buyurdu.
İsmail aleyhisselâm eve geldiğinde, babasının gelip gittiğini evin içinde güzel bir kokudan anladı.
– Evimize bir gelen oldu mu? diye O da:
– Evet, şöyle şöyle şekilde yaşlı bir adam geldi. Bana seni sordu. Cevap verdim. Maişetimizi sordu, ben de şiddetli darlık içinde bulunduğumuzu söyledim, dedi. Sonra İsmail:
– “Bir şey vasiyet edip bir söz söyledi mi?” diye sordu. O da:
– Sana selâm söylememi ve “kapısının eşiğini değiştirsin” dememi tenbih etti.
Sonra İsmail aleyhisselâm karısına:
– O gelen ihtiyar babamdır. Bana senden ayrılmamı emretmiştir. Artık sen ailenin evine gidebilirsin, dedi ve evden ayrıldı.
Sonra Cürhümîlerden başka bir kadın ile evlendi.
İbrahim aleyhisselâm, Cenâb-ı Allah’ın dilediği bir müddet uzaklaştı da sonra gelip yine evde İsmail’i bulamadı. İsmail’in karısının yanına vardı. Ona İsmail’i sordu. O da:
– Maişetimizi tedârik etmeye gitti, İbrahim aleyhisselâm:
– “Nasılsınız, geçiminiz, hal u şânınız iyi midir?” diye İsmail’in karısı:
– Biz; hayr, seâdet ve bolluk içindeyiz diye Allah’a hamdü sena İbrahim aleyhisselâm:
– “Ne yiyip ne içersiniz?” diye Kadında:
– Et yiyoruz, su içiyoruz, İbrahim aleyhisselâm:
– Kocana söyle, kapısının eşiğini iyi tutsun diye tenbih etti ve Ya Rabbi! Bunların etlerini ve sularını mübarek kıl! Yümn ü bereket ihsan eyle! diye dua etti. Sonra da Şam’a döndü.
İsmail aleyhisselâm eve geldiğinde:
– Evimize gelen oldu mu? diye sordu. Karısı:
– Evet, güzel yüzlü bir ihtiyar geldi, diye İbrahim aleyhisselâm’ı medh ü sena etti. Seni sordu. Ben de rızkımızı tedarik etmeye gitti, dedim. Geçiminiz nasıldır? diye sordu. Ben de hayr ve seâdet içindeyiz dedim.
Sonra İsmail aleyhisselâm:
– Sana bir şey vasiyyet etti mi? diye sordu. Karısı:
– Evet, o muhterem ihtiyar, sana selâm söyledi. Kapısının eşiğini iyi tutsun diye emreyledi.
Bunun üzerine İsmail aleyhisselâm karısına:
– İşte o babamdır. Sen de evimizin şerefli eşiğisin. Babam, bana seni hoş tutmamı ve iyi geçinmemi emreylemiştir, dedi.
Kaynak: Sâdık Dânâ, Aile Saâdeti, Erkam Yayınları