KUL HAKKI
Kul hakkını hemen ödemek, hak sahibiyle helallaşmak, ona iyilik ve duâ etmek lâzımdır. Hak sahibi ölmüş ise, ona duâ, istiğfar edip, çocuklarına, vârislerine verip ödemeli, bunlara iyilik yapmalıdır. Çocukları, vârisleri bilinmiyorsa, mal miktarı parayı fakirlere sadaka verip, sevabını hak sahibine hediye etmelidir.
Bir kimseden sebepsiz, zorla haksız olarak alınan bir kuruşu, sahibine geri vermek, yüzlerce lira sadaka vermekten, kat kat daha sevaptır. Bir kimse, peygamberlerin yaptığı ibâdetleri yapsa, fakat üzerinde başkasının bir kuruş hakkı bulunsa, bu bir kuruşu ödemedikçe, Cennete giremeyeceği bildirilmektedir.
Kıyâmet günü haklar, muhakkak sahiplerine verilir. Dünyada hak sahibinin rızası alınmayınca, ahirette haksız tarafın iyilikleri alınıp, haklı tarafa verilir. İbâdetleri ve iyilikleri yoksa, hak sahibinin günahları o kimseye verilir.
Başkasının malını yemek, şarap içmekten daha büyük günahtır. Kul hakkı, Allahü teâlânın hakkından önce ödenir. Allah uğrunda savaşıp da ölen kimsenin, kul haklarından başka bütün günahları affolur. Kul hakkı, tevbe ile de, şefaatle de af olmaz.
Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye