3 aylar Salı günü başlıyor (2012)

0
260

Rabbimize şükürler olsun bu sene de üç aylara kavuşmak üzereyiz.

Kameri aylar olan ve İslamiyet’te önem atfedilen üç aylar, 22 Mayıs Salı günü başlıyor. Üç ayların ilk ayı Recep’in ilk perşembe gününde de Regaip Kandili kutlanacak.

Kameri ayların yedincisi olan Recep ile başlayan, Şaban’la devam eden ve Ramazan ile son bulan ayların toplu adı olarak da tanımlanan üç ayların ilki Recep ayının ilk cuma gecesi, 24 Mayıs Perşembe akşamı, üç ayların da müjdecisi Regaip Kandili olarak kutlanacak.

Kandil gecelerinden dördü yine bu aylarda bulunuyor.

Recep ayının 27. gecesi olan 16 Haziran’da da Mirac Kandili kutlanacak.

Arınma, bağışlanma ve ibadette yoğunlaşma ayları olarak bilinen üç aylar için Hz. Peygamber’in ”Recep, Allah‘ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan ümmetimin ayıdır” diye, ayrıca ”Allah’ım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a yetiştir” diye dua ettiği rivayet edilir.

Önümüzdeki salı günü itibariyle gönül dünyamıza üç ayların ilki Recep ayını misafir edeceğiz. Perşembeyi cumaya bağlayan gece ise Regâib Kandili.

Üç aylar geliyor hazır mısınız?

Rabbimize şükürler olsun bu sene de üç aylara kavuşmak üzereyiz. Önümüzdeki salı günü itibariyle gönül dünyamıza üç ayların ilki Recep ayını misafir edeceğiz. Perşembeyi cumaya bağlayan gece ise Regâib Kandili.

Üç aylar, Peygamber Efendimizden (sallallâhu aleyhi ve sellem) bu yana din-kültür hayatımızda oldukça önemli bir yer tutuyor şüphesiz. Öteden beri hayatlarının bütününü Allah Resûlü’nün mübarek hayatlarına göre düzenleyerek ona yakın olmaya çalışan müminler, üç ayları Efendimiz gibi yaşamaya çalışmışlardır.
Yılın diğer aylarında yine dinin öngördüğü şekilde bir hayat yaşayan müminler, üç ayların gelmesiyle yaşayışlarına daha bir dikkat ederek kendilerini on bir ayın sultanı Ramazan ayına hazırlama gayreti içinde olmuşlardır. Zira Recep, kapıdan mübarek yüzünü gösterince, az sonra Regâib ve Miraç yüreklerde rahmet tebessümlerinin cilveleriyle arz-ı endâm edecektir. Bu iki rahmet esintili kutsi misafirden hemen sonra ise Şaban ayı elimize kurtuluş ‘Berat’ımızı vermek için kapımızı çalacaktır. Sırada ayların sultanı Ramazan ile gecelerin şahı Kadir Gecesi vardır.

RAHMET GÜNLERİ

Bu kutlu günler, yer yer sürçmüş günah işlemiş ama pişman olmuş insanların temizlenmeleri adına rahmetin araladığı kapıdan geçip huzura varma günleridir. Yine bu günler “Rahmetim gazabımı geçmiştir” buyuran Rabbimizin o engin rahmetini kullarına sağanak sağanak yağdırdığı günlerdir.

Üç aylar, bilhassa Ramazan ayı, hoşgörünün, ibadetin, günahlardan kaçınmanın, merhametin, başkalarına iyilik yapmanın, çocukları sevindirmenin, dulu, yetimi, yolda kalmışı, ihtiyarı kısaca bütün düşkünleri el üstünde tutmanın ruhu coşturduğu bir rahmet iklimidir.

Allah Resûlü ümmetini Ramazan gelmeden önce manevi anlamda Ramazan ayına hazırlamıştır. Bunun için kendisi oruç tutarak, sadaka vererek ve geceleri kalkıp namaz kılarak ümmetine bu ayların nasıl değerlendirilmesi gerektiğini de bizzat göstermiştir.

Efendimiz, ümmetini gün gün, adım adım Ramazan’a ve onda coşan rahmete hazırlamış, onların ebedî kurtuluşunu arzulamıştır. Efendimiz, bu aylarda sürekli Ramazan’a hasret bir halde yaşarken bir yandan da, “Allah’ım! Hakkımızda Recep ve Şaban’ı mübarek kıl ve bizi Ramazan’a kavuştur.” (Keşfu’l-Hafâ, 1/186) diye dua etmiştir.

BU GÜNLERİ NASIL DEĞERLENDİRELİM?

Şu halde, her yıl bizlere ikram edilen bu bulunmaz fırsattan istifade etmeliyiz. Bunun için, yakınlarımızla daha sık bir araya gelip sohbetlerde bulunabiliriz. Aramızda Kur’an’ı paylaşıp imkân nispetinde günlük ve haftalık hatimler yapmaya başlayabiliriz. Makbul dua ve virdleri daha çok okuyabiliriz.

Bu arada, üç ayların ve kandil gecelerinin evlerimizde ve aile fertleri arasında ayrı bir mânâ içinde yaşanması gerektiğini de unutmamalıyız. Çocuklarımız o manevî havayı soluya soluya büyümelidirler. Bunun için mübarek gecelerde onları hediyelerle sevindirip camilere alıştırmakta büyük faydalar vardır.

Ayrıca, fırsatını bulduğumuzda sabaha karşı seher vakitlerinde uyanık bulunmaya çalışarak insanlık için dualar etmenin fazilet ve kıymeti sonsuzdur. O feyizli vakitte yapılan duaların kabul ihtimali çok kuvvetlidir. Bu bakımdan gerek kendimizin, gerekse diğer müminlerin dünya ve âhiret imtihanlarından başarılı çıkmaları için Rabbimize niyazda bulunmak ve O’ndan yardım istemek suretiyle hem sıkıntı ve musibetlere karşı sarsılmaz bir dayanak noktası bulmuş, hem de tükenmez bir teselli kaynağına kavuşmuş oluruz.
Bu vesileyle üç aylarınızı ve mübarek Regâib Kandilinizi kutlar, bütün insanlık için hayırlara vesile olmasını Rahmet-i Sonsuz’dan niyaz ederiz.

SÖZÜN ÖZÜ

1. Üç aylar, hicri aylardan Recep, Şaban ve Ramazan aylarıdır.
2. Bu aylar, Rabbimizin rahmet ve mağfiretini sağanak sağanak yağdırdığı bereketli günlerdir.
3. Bu fırsatı iyi değerlendirmeli, kazanma kuşağında kaybedenlerden olmamalıyız.

BİR SORU-BİR CEVAP

Kunut dualarının anlamını öğrenmek istiyorum

Soru: “Her gün vitir namazında okuduğumuz kunut dualarının manalarını bilmiyorum. Kunut duası ne demektir, manasını söyler misiniz?” Abdullah Korkut

Sözlükte Allah’a ihlasla kulluk etmek, namaz ve duayı uzatmak, sükut etmek, dua etmek, ibadet kastıyla ayakta durmak gibi anlamlara gelen kunut, dinî bir kavram olarak namazda rükûdan önce veya sonra ayakta dua etmeyi ifade eder.

Hanefi mezhebine mensup olanlar kunut dualarını vitir namazında okurlar. Yaygın olarak bilinen kunut duaları şunlar:

Allâhümme innâ nesteînüke ve nestağfiruke ve nestehdîk. Ve nü’minü bike ve netûbü ileyke ve netevekkelü aleyk. Ve nüsnî aleyke’l-hayra küllehû neşküruke ve lâ nekfürük. Ve nahleu ve netrukü men yefcürük.

Anlamı şöyle: “Allah’ım biz Sen’den yardım isteriz. Günahlarımızı örtmeni, doğru yola iletmeni dileriz. Allah’ım! Sana iman ederiz, tövbe edip Sana döneriz, işlerimizde sana dayanır ve sana güveniriz. Seni överiz, bütün hayırlar Sen’dedir. Verdiğin bunca nimetlerden dolayı Sana şükrederiz ve nankörlük etmeyiz. Sana karşı nankörlük ve isyan içinde olanlardan da uzağız.”

Allâhümme iyyâke na’büdü ve leke nusallî ve nescüdü ve ileyke nes’â ve nahfîdü nercû rahmeteke ve nahşâ azâbek. İnne azâbeke bi’l-küffâri mülhık.

Anlamı şöyle: “Allah’ım! Biz ancak Sana ibâdet ve kulluk ederiz. Ancak Senin için namaz kılıp niyaz ederiz, yalnız Sana secde eder, yalnız sana koşarız. İbadetlerini sevinçle yaparız, rahmetinin çok olmasını ve devamını dileriz, azâbından çekiniriz. Şüphe yok ki, senin azâbın inkârcılara ulaşır.”

TEFEKKÜR ATLASI

İmanımızı çalmak isteyenlere karşı dikkat!

Eşraftan bir şahsın evine hırsız girer. Hırsız evde ne var ne yok altın, para, bütün değerleri eşyaları çalar. Adam çok üzülür. Teselli için hocasına gider. Hocası, “Üzülme, önemseme” der. Adam, “Efendim nasıl üzülmeyeyim bütün birikim hırsızlar tarafından çalındı.” der. Bunun üzerine hoca, “Ya gönlüne şeytan veya şeytansı insanlar girip de kalbindeki imanını çalsalardı ne yapacaktın!” diye ibretlik bir cevap verir.
İmanımızı, manevi birikimlerimizi çalmak isteyenlere karşı aman dikkatli olalım.

BU HAFTA NE OKUYALIM?

Peygamberimizi bir de bu kitaptan okuyun

Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), beşeriyetin karşı konulmaz sıkıntılara düçar olduğu bütün zamanlarda kendisine müracaat edip çözüm buldukları, dertlerin devaya, darlığın felâha ve huzura kavuştuğu bir şeref ve itibar abidesidir. O, Allah’ın sevgilisi, tevhid hakikatinin en parlak ve en görkemli şahidi, insanlığın zirve noktasıdır. Tüm hususiyetleriyle varlığın muhtaç olduğu yegâne rehberdir.
O’nun hayatının her karesi etraflıca incelendiğinde insanlığın her alanda O’na ne kadar muhtaç olduğu anlaşılacaktır. Dünya ve ahiret hayatının sırlı kapılarını açacak tek anahtarın O’nda olduğu açık bir şekilde fark edilecektir.

Işık Yayınları tarafından yayınlanan ve Vehbi Yıldız tarafından kaleme alınan “Rahmet Peygamberi Hazreti Muhammed“(sallallâhu aleyhi ve sellem) isimli eser, gelişen dünyanın değişmeyen hakikati olan Efendiler Efendisi’ni,yazarın kendi akıl ve gönül penceresinden yeniden süzüp okurlarının istifadesine sunduğu arşiv niteliğinde nadide bir çalışma.

Kitap, Efendimizin hangi yönlerini anlatıyor?

Kitap, insanlığın en emini olan Efendimizin rahmet hazinesini yeniden tanıma fırsatı sunuyor okuruna. Maddi ilerlemeye ters orantılı olarak manevî çöküntü ve buhranların ortasında sıkışan insanlığa kalıcı bir çözüm hamlesi olarak Rahmet Peygamberi’nin örnek hayatını ve hakikatini tavsiye ediyor. Dünyasını inşa ve mamur etmeye çalışan insanlığı, ahiretini de mamur edecek bir ahlakî zirveyle bir kez daha tanıştırıyor.

Kitabın rahmet ve bereket hazinesine katre katre ilerleyen içeriği, Efendiler Efendisi’nin hayal ve zihin dünyamızın kavrayamayacağı üstün faziletlerinin kaynağını, insanlığa emanet ettiği son din İslâm’ı, tevhid hakikatini bildirme ve insanlığa yayma uğruna nelere katlandığını, varlık âleminde sadece O’nun oturduğu muhabbet tahtının ehemmiyetini, isimleri, sıfatları, şahsiyeti ve hayatının huzur veren engin ikliminde yeniden resmetmeye çalışıyor.

Kitabın sayfaları arasında dolaşırken bir kez daha O’nun başka hiçbir şeyle ölçülemeyecek eşsiz kıymetini anlayacak, O’na ihtiyaç duyduğumuz ölçüde hiçbir beşere muhtaç olmayacağımızı fark edecek, dünya üzerindeki tüm hadiseleri daha net anlayacak, ebediyet yolculuğunda ona aşkla bağlı bir ümmet olmanın sevincine ve huzuruna bir kez daha ortak olacağız.

ALİ DEMİREL / BUGÜN GAZETESİ

Üç ayların faziletleri

RECEB AYI: Dört kıymetli aydan biridir. Bir âyet-i kerime meali:
(Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günden beri, ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü, haram [hürmetli] olan aylardır.) [Tevbe 36]

Resulullah efendimiz, Receb ayına çok değer verir ve “Ya Rabbi, Receb ve Şabanı bizler için mübarek kıl ve bizi Ramazana eriştir” diye dua ederdi.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Haram aylar, Receb, Zilkade, Zilhicce ve Muharrem’dir.) [İbni Cerir]

(Haram aylarda Perşembe, Cuma ve Cumartesi günleri oruç tutana iki yıllık ibadet sevabı yazılır.) [Taberani]

(Haram aylarda bir gün oruç tutup bir gün yemek çok faziletlidir.) [Ebu Davud]

(Receb ayında Allahü teâlâya çok istiğfar edin; çünkü Allahü teâlânın, Receb ayının her vaktinde Cehennemden azat ettiği kulları vardır. Ayrıca Cennette öyle köşkler vardır ki, ancak Receb ayında oruç tutanlar girer.) [Deylemi]

(Cennette öyle köşkler vardır ki, onlara ancak Receb ayında oruç tutanlar girer.) [Deylemi]

(Allahü teâlâ, Receb ayında oruç tutanları mağfiret eder.) [Gunye]

(Receb-i şerifin bir gün başında, bir gün ortasında ve bir gün de sonunda oruç tutana, Receb’in hepsinde tutmuş gibi sevab verilir.) [Miftah-ül-cennet] (Başında demek, ayın ilk günleri demektir. Ortası, ortadaki günlere yakın olan günler, sonu da, ayın son günleri demektir.)

(Ramazan ayı dışında Allah rızası için bir gün oruç tutan, iyi bir yarış atının bir asırda alacağı mesafe kadar Cehennemden uzaklaşır.) [Ebu Ya’la]

(Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez: Regaib gecesi, Şabanın 15. gecesi, Cuma gecesi, Ramazan bayramı ve Kurban bayramı gecesi.) [İ. Asakir]

(Allahü teâlâ, Receb ayında hasenatı kat kat eder. Bu ayda bir gün oruç tutan, bir yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. 7 gün oruç tutana, Cehennem kapıları kapanır. 8 gün tutana Cennetin 8 kapısı açılır. 10 gün tutana, Allahü teâlâ istediğini verir. 15 gün oruç tutana, bir münâdi, “Geçmiş günahların affoldu” der. Allahü teâlâ, Nuh aleyhisselamı Receb’de gemiye bindirdi. O da, Receb ayını oruçlu geçirip oradakilere oruç tutmalarını emretti.) [Taberani]

(Receb’de, takva üzere bir gün oruç tutana, oruç tutulan günler dile gelip, “Yâ Rabbi, onu mağfiret et” derler.) [Ebu Muhammed]

Recebin ilk Cuma gecesine Regaib gecesi denir. Her Cuma gecesi kıymetlidir. Bu iki kıymetli gece bir araya gelince, daha kıymetli oluyor. Allahü teâlâ, bu gecede, müminlere, ragibetler [ihsanlar, ikramlar] yapar. Regaib, ihsanlar, ikramlar demektir. Bu geceye hürmet edenleri affeder. Regaib gecesi yapılan dua kabul olur, namaz, oruç, sadaka gibi ibadetlere, sayısız sevaplar verilir.

ŞABAN AYI: Resulullah efendimiz, Şaban ayına da çok değer verir ve “Ya Rabbi, Receb ve Şabanı bizler için mübarek kıl ve bizi Ramazana eriştir” diye dua ederdi.

Âişe validemiz buyuruyor ki:
(Resulullahın, hiçbir ayda, Şaban ayından daha çok oruç tuttuğunu görmedim. Bazen Şabanın tamamını oruçla geçirirdi.) [Buhari]

Şaban ayında niçin çok oruç tuttuğu sorulduğu zaman Resulullah efendimiz buyurdu ki:
(Şaban, öyle faziletli bir aydır ki, insanlar bundan gâfil olurlar. Bu ayda ameller, âlemlerin Rabbine arz edilir. Ben de amelimin oruçluyken arz edilmesini isterim.) [Nesai]

Bu konudaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:
(Ramazan’dan sonra en faziletli oruç, Şaban ayında tutulan oruçtur.) [Tirmizi]

(Şaban’da üç gün oruç tutana, Allahü teâlâ Cennette bir yer hazırlar.) [Ey oğul ilmihali]

Bünyesi zayıf olanın, Şabanın 15 inden sonra oruç tutmayıp, farz olan Ramazan-ı şerif orucuna hazırlanması iyi olur. Sağlığı yerinde olan ise, Şaban ayının çoğunu, hatta tamamını oruçlu geçirebilir.

Berat gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesidir. Yani 14 Şabanın bittiği günün gecesidir.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Şabanın 15. gecesini ibadetle, gündüzünü de oruçla geçirin! O gece Allahü teâlâ buyurur ki: “Af isteyen yok mu, affedeyim. Rızk isteyen yok mu, rızk vereyim. Dertli yok mu, sıhhat, afiyet vereyim. Ne isteyen varsa, istesin vereyim” Bu hâl, sabaha kadar devam eder.) [İbni Mace]

(Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez. Regaib gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi, Ramazan ve Kurban bayramı gecesi.) [İ. Asakir]

Bu geceyi ganimet bilmeli, tevbe istiğfar etmeli, kaza namazı kılmalı, Kur’an-ı kerim okumalı, Bilhassa ilim öğrenmelidir. En kıymetli ilim, doğru yazılan ilmihal bilgileridir.

RAMAZAN AYI: Peygamber efendimiz, Ramazan-ı şerifin fazileti hakkında buyuruyor ki:
(Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin [Kadir gecesinin] hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır.) [Nesai]

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ramazan ayı gelince, “Hayır ehli, hayra koş, şer ehli, kötülüklerden el çek” denir.) [Nesai]

(Ramazan gelince, Allahü teâlâ meleklere, müminlere istiğfar etmelerini emreder.) [Deylemi]

(Farz namaz, sonraki namaza kadar; Cuma, sonraki Cumaya kadar; Ramazan ayı, sonraki Ramazana kadar olan günahlara kefaret olur.) [Taberani]

(Peş peşe üç gün oruç tutabilenin, Ramazan orucunu tutması gerekir.) [Ebu Nuaym]

(Bu aya Ramazan denmesinin sebebi, günahları yakıp erittiği içindir.) [İ.Mansur]

(Ramazanın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise, Cehennemden kurtuluştur.) [İ.Ebiddünya]

(İslam, kelime-i şahadet getirmek, namaz kılmak, zekat vermek, Ramazan orucunu tutmak ve haccetmektir.) [Müslim]

(Allahü teâlânın, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hayaline bile gelmeyen nimet dolu sofrası, ancak oruçlular içindir.) [Taberani]

İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur. Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz.

Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibadet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de affolur, Cehennemden azat olur. Ramazan-ı şerif ayında, Resulullah, esirleri azat eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibadet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasip olur. Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi, günah işlemekle geçer.

Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet etmelidir. Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmelidir.

Kur’an-ı kerim Ramazanda indi. Kadir gecesi bu aydadır. Ramazan-ı şerifte iftarı erken yapmak, sahuru geç yapmak sünnettir. Resulullah bu iki sünneti yapmaya çok önem verirdi.

İftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insanın aczini, yiyip içmeye ve dolayısıyla her şeye muhtaç olduğunu göstermektedir. İbadet etmek de zaten bu demektir.

Hurma ile iftar etmek sünnettir. İftar edince, (Zehebez-zama’ vebtellet-il uruk ve sebet-el-ecr inşaallahü teâlâ) duasını okumak, teravih kılmak ve hatim okumak önemli sünnettir.

Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce Müslüman affolur, azat olur. Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır. Allahü teâlâ, bu mübarek ayda Onun şanına yakışacak, kulluk yapmayı ve Rabbimizin razı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı, hepimize nasip eylesin!

Açıktan oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur. Namaz kılmayanın da, oruç tutması ve haramlardan kaçınması gerekir. Bunların orucu kabul olur ve imanları olduğu anlaşılır.

Ramazanda oruç tutmak hakkındaki hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Ramazan orucu farz, teravih namazı ise sünnettir. Bu ayda oruç tutup, gecelerini de ibadetle geçirenin günahları affolur.) [Nesai]

(Ramazan orucunu farz bilip, sevap bekleyerek oruç tutanın günahları affolur.) [Buhari]

(Ramazan orucunu tutup ölen mümin, Cennete girer.) [Deylemi]

(Ramazan bereket ayıdır. Allah bu ayda, günahları bağışlar, duaları kabul eder. Bu ayın hakkını gözetin! Ancak Cehenneme gidecek olan, bu ayda rahmetten mahrum kalır.) [Taberani]

(Ramazan ayında ailenizin nafakasını geniş tutun! Bu ayda yapılan harcama, Allah yolunda yapılan harcama gibi sevaptır.) [İbni Ebiddünya]

(Oruçlunun susması tesbih, uykusu ibadet, duası makbul, ameli de çok sevaptır.) [Deylemi]

(Oruçlu iken çirkin konuşmayın! Birisi size sataşırsa, “Ben oruçluyum” deyin!) [Buhari]

Ramazan-ı şerifte, oruç tutmak çok sevaptır. Özürsüz oruç tutmamak büyük günahtır. Hadis-i şerifte, (Özürsüz, Ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz) buyuruldu. (Tirmizi)

Ama dini bir mazeret varsa oruç tutmamak günah olmaz.

Hafız Yetiştiriyorum

Bir yorum ekleyin