Zekât vermek, Kur’ân-ı kerîmin 32 yerinde, namazla birlikte emredilmektedir.
Mükellef olan, yani akıl baliğ olan, hür olan Müslüman erkek ve kadının şartları bulununca, zekât vermeleri lâzımdır. Zekât, fakirlerin zenginlerde olan hakkıdır. Zekât vermeyenler, bu hakkı ödemedikleri için, yani ibâdet yapmadıkları için günahkâr olurlar.
ZEKÂTLA İLGİLİ ÖZET BİLGİLER
- Zekât nisabı, 20 miskal, yani 96 gr altın veya bu değerde para veya ticaret eşyasıdır.
- Zekât nisabına malik olan kimseye zengin denir.
- Zekâta tabi malların veya paranın, sene içindeki azalıp çoğalmasına itibar edilmez. Nisaba malik olduktan bir hicrî sene sonra elde kalan mal, nisabı buluyorsa, kırkta biri zekât olarak fakirlere verilir. Nisaptan aşağı ise verilmez.
- Zekât, kârdan değil, ticaret malının veya paranın tamamından verilir.
- Senetli ve senetsiz alacaklar nisap hesabına dahil edilir. Alacaklar tahsil edildikten sonra zekâtları verilir; almadan da verilebilir.
- Borçlar, mevcut paradan veya maldan çıkarılır. Geri kalanın zekâtı verilir.
- Zekât; câmi, hayır kurumları, dernek… gibi yerlere verilmez. Zekât, fakir Müslümana veya vekiline verilir.
- Zekât, ticareti yapılan maldan verilir. Onun yerine başka maldan verilmez. Meselâ halıcı, gıda maddesi veremez. Bakkal da halı veremez.
- Zekâtı, ticareti yapılan maldan vermek câiz olduğu gibi, değerini altın olarak da vermek câizdir.
- Ticaret için olmayan evler, arsalar, vasıtalar, demirbaş eşyalar zekât nisabına dahil edilmez.
Redd-ül-Muhtâr ve Hindiyye
ZEKÂT KİMLERE VERİLİR
Bir kimse; anasına, babasına, dedelerine, büyük annelerine, evlâtlarına, torunlarına, hanımına ve kâfire zekât veremez. Fakir olmak şartı ile bir kimse; gelinine, damadına, kayınvalidesine, kayınpederine, kayınbiraderine, üvey çocuğuna zekât verebilir. Fakir olan kardeşe ve hala, amca, dayı, teyze gibi akrabaya zekât vermek daha çok sevap olur.
Mevkûfât