Sıkıntıları Bertaraf Etmenin Üç Yolu: “Hasbunallahu ve Ni’mel Vekil”

0
1620

Hz. İbrahim a.s. ateşe atılmak için mancınığa konulduğu zaman Cibril aleyhisselam:

Bana ihtiyacın var mı” diye sordu. Hz. İbrahim a.s. O’na şöyle dedi;

Sana hayır, ama alemlerin Rabbine evet!”

Hasbunallahu ve ni’mel vekil ni’mel Mevla ve ni’me’n nasîr”

(“Allah Teala, bize yeter, O ne güzel vekildir. Ne güzel Mevla ve ne güzel yardımcıdır.”)

dedi de o yakıcı ateş kendisine “soğuk ve selametli” oldu.

Hz. Musa a.s. önünde deniz, arkasında düşmanı olduğu sırada:

Hayır!.. Muhakkak ki Rabbim benimledir; bana doğru yolu hidayet edecektir”. (Şuara 62) diyerek Rabbine sığındı da O’nun izniyle düşmanından kurtuldu.

“Onlar ki, bazı kimseler kendilerine: “İnsanlar size karşı toplandılar, onlardan korkun” dediklerinde bu onların imanlarını artırdı ve: “Allah bize yeter o ne güzel vekildir” dediler.” (Ali İmrân, 3/173)

Sıkıntıda mı kaldın, derdin mi var o halde sen de hakkıyla koruyan, çok esirgeyen, her şeye kadir, rahmet edenlerin en merhametlisi olan Rabbül Alemine sığın ve

Hasbunallahu ve ni’mel vekil ni’mel Mevla ve ni’me’n nasîr” zikrini dilinden düşürme.

Gözümüzün Nuru Namaz

Ey iman edenler! Sabır ve namaz ile yardım isteyin” (2/153)

Sabır ve namaz, kurtuluşa ve huzura ermenin iki anahtarı.

Sıkıntıları, hüzünleri bertaraf etmenin en etkili ilaçları…

Allah Resulünün sıkıntılı, kederli olduğu anlarda gönlünü ferahlatmak için namaza durduğu rivayet edilir. Bedir’de savaşın en çetin anında güzide sahabeleri ile namaza yönelmeleri gibi.

Gönlünün daraldığı, kendini gergin hissettiğin zamanlarda Allah rızası için iki rekat namaz kılmayı bir dene. Göreceksin kendini çok daha iyi hissedeceksin.

Huzur içinde ve erkânına riâyet edilerek kılınan bir namazın mü’minde hasıl edeceği haz ve huzuru, ona başka hiç bir mazhariyet kazandıramaz. Yeter ki insan, bu mazhariyetin şuurunda olabilsin ve namazın kıymet ve değerini idrâk etsin!…

Duaların En İtibarlısı;

Salatü Selam

Peygamber Efendimize Selatü Selam, gönlü ferahlatmanın, hüznü gidermenin bir diğer yolu. Çünkü Allah Resulünün bu konuda vaadi var.

-Übey bin Ka’b r.a. anlatıyor: Rasulullah sallallahü aleyhi ve sellem gecenin dörtte biri gidince kalkar ve:

”-Ey insanlar! Allah’ı zikrediniz, Allah’ı zikrediniz. Kıyametin kopması yaklaştı, birinci nefha (Sûr’a üfürüş) geldi. Onu ikinci nefha takip eder. Ölüm bütün şiddetiyle geldi, ölüm bütün şiddetiyle geldi,” derdi. Ben:

”-Ya Rasûlallah! Ben çok duâ ediyorum. Ne kadar zamanımı sana salât getirmeye ayırayım?” dedim.

”-Dilediğin kadarını,” buyurdu.

”-Dörtte birini?” dedim.

”-Dilediğin kadarını; çoğaltsan senin için daha hayırlı olur,” buyurdu.

”-Üçte ikisini?” dedim.

”-Dilediğin kadarını; çoğaltırsan senin için daha hayırlı olur,” buyurdu.

”-Yarısını?” dedim.

”-Dilediğin kadarını; çoğaltırsan senin için daha hayırlı olur,” buyurdu.

”-Duâmın tamamını sana salavât getirmeye tahsis edeyim mi?” dedim. Rasulullah sallallâhü aleyhi ve sellem :

”-O vakit dertlerin, sıkıntıların, giderilir, günâhın bağışlanır.” buyurdular.

Hafız Yetiştiriyorum

Bir yorum ekleyin