Allah Rızkımızın Kefilidir

0
1026

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“…Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (Cum’a, 11)

Rasûlullah (sav) buyurdular:

“…Allah’ım, helâl rızık ihsan ederek harama, fazlı kereminle kendinden başkasına muhtaç etmeyerek beni zengin kıl!” (Müsned, I, 153)


 

Bağdat halifelerinden birisi Behlül’e dedi ki: “Her gün gel senin için ayrılan rızkını buradan al da gönlün buna bağlı kalmasın.” Behlül şöyle cevap verdi: “Birkaç ayıp olmasaydı böyle yapardım. Birincisi sen benim neye ihtiyacım olduğunu bilmezsin. İkincisi onun bana ne zaman lazım olduğunu da bilmezsin. Üçüncüsü bana kaç tane lazım olduğuna dâir de bilgin yoktur. Hak Teâlâ benim rızkımın kefilidir. O bütün bunları bilir ve mükemmel hikmeti sebebiyle rızkı bana ulaştırır. Öte yandan eğer sen bana kızacak olsan verdiğini benden geri alırsın. Hak Teâlâ günahımdan dolayı rızkımı benden geri almıyor.”

Hâtim-i Esam eşine: “Ben yola çıkacağım, sana ne kadar erzak bırakayım?” diye sormuş. “Senin yola çıktığından itibaren ne kadar yaşayacağımı bildiğin miktarda azık bırak,” demiş. Hâtim: “Ne kadar yaşayacağımızı bilmiyoruz ki,” demiş. Bunun üzerine eşi: “Öyleyse hepsini bunları bilene bırak,” cevabını vermiş. Hâtim sefere çıktıktan sonra yola çıkıp kendisini nafakasız bıraktığından dolayı üzüldüklerini bildirmek ve kendisini teselli etmek üzere kadınlar geldiklerinde, üzülmenize gerek yok, çünkü Hâtim rızık veren değil, Allah’ın verdiği rızkı yiyendir” dedi. (İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l Beyân 21. Cilt, Erkam Yay.)

Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Halîm: Cezalandırma imkânına ve gücüne sahipken suçluların cezasını hemen vermeyen, gazâbın kendisine gâlip gelmediği, sapıkların düşüncesizliklerinin, âsilerin isyanlarının kendisini öfkelendirmediği, teennî ve afv sahibi, kullarının suçunu anlamasına ve tövbe etmesine imkan tanıyan, acelecilikle ve kızgınlıkla davranmayan ve ceza vermekte de acele etmeyen, çok yumuşak davranan demektir.

Kısa Günün Kârı

İmâm Gazzalî, İhyaü’l-ulûmi’d-din adlı eserinde şöyle dua etmiştir:

Ey gerçek mânâda Ğanî, ey bütün varlıklarca övülmüş, ey yoktan var edip ortaya çıkaran, ey ölenleri dirilten, ey sonsuz rahmet sâhibi olan, ey muhabbeti yaratan ve son derece seven Allah’ım! Bana helâl rızık ihsan ederek harama, fazl u kerimle kendinden başkasına muhtaç etme! Bu duâya devam edeni Allah Teâlâ mahlûkatına muhtaç etmez ve hiç beklemediği yönden rızıklandırır, denilmiştir.

Lügatçe

azık: 1. Gereken yiyecek ve içecek şeyler, nevale.
nafaka:
1. Geçinmek için gerekli olan şeylerin tümü, geçimlik.
Ğanî:
Kur’ân-ı Kerim’de geçen Allah’ın 99 adından biridir. Ğanî, çok zengin, hiçbir şeye muhtaç olmayan demektir.

Altınoluk

Hafız Yetiştiriyorum

Bir yorum ekleyin